19 Haziran 2010 Cumartesi

RAKI ŞİŞESİNDE BALIK OLSAM


Bir adam market arabasına ondan fazla rakı koymuş, tezgahından kavun seçiyordu. Bir yandan da telefonda konuşuyordu.
- Balıklar hazırlanıyor, bekliyoruz...
Belli ki bir arkadaş muhabbeti olacak, şişenin dibi gözüktükçe,
" Öpeyim abi" konuşmaları başlayacaktı.
Çoğunluğu müslüman olan bir ülkenin resmi içeceği olan rakıyı tanıyalım mı birlikte?
...
İçmesini bilene zevk-ü sefadır rakı
İçmeyi bilmeyene  cevr-ü cefadır rakı
Bir münasip miktarı muhabbet anahtarı
Kaçırırsan ayarı cana ezadır rakı.
..
Böyle demiş şair.


Sofrası samimidir, mezesi muhabbettir.
Balığın olmazsa olmazıdır. Hatta bazıları rakı yoksa balık mundar olur der.
Beyaz Peynir, Roka , Balık, Kavun, karşıda deniz ve de dost muhabbeti varsa  tadından yenmez.
Kimi dar uzun bardakta, kimi çay bardağında içmeyi sever. Kimi su katarak içer, kimi ise bolca buz ile iki parça nane eşliğinde içmeyi sever.
Şarap içen kadın çekici, rakı içen kadın sevimlidir..
..
Rakı denince Atatürk hatırlanır. Yanında leblebi ile birlikte içmekten pek hoşlanırmış.
İzmir'in kurtuluşundan sonra  Atatürk yanında yaverleri olmadan tek başına Dönemin ünlü Oteli Kramer'e gitmiş. Otelin lokantası çok kalabalıkmış. Garsonlar önce Ata'yı tanımadıklarından yer olmadığını söylemişler.
Fakat garsonlardan biri Atatürk'ü tanıyınca hepsini bir telaş almış. Ona hemen bir yer bulmuşlar. Yemeği ve rakısı gelmiş.
Atatürk kendisine hizmet etmek için yanına gelen Rum şefe sormuş;
- Kral Konstantin buraya geldi mi?
- Geldi paşam.
- Peki buradan Egeye bakıp rakı içti mi?
- İçmedi Paşam.
- Öyleyse neden İzmir'i almak istemiş ki?

Hiç yorum yok: