20 Kasım 2013 Çarşamba

SELMA LAGERLÖF


Bugün Google' açtığımda hoş bir sürprizle karşılaştım.  
Google, kazın üzerinde uçan bir çocuk resmetmiş ve Selma Lagerlöf'ün doğum günü yazmış. 
Üç tane çocuk yetiştiren, onlara kitabı neredeyse rüşvetle okutan, kendisi de kitap delisi biri olarak adaşımın adını hiç duymamışım hayret.
Nasıl hoşuma gitti sormayın.

Vikipedi'ye girip resmini görünce romatizmalarından söz eden komşu teyzelerden biri gibi sevimli tonton bir kadın çıktı karşıma.
Peki kimmiş bakalım Selma Lagerlöf ?
1858 Yılında İsveç'te doğmuş 81 yaşında ölmüş bir yazar.
Fakat bu kadar değil. Kendisi Nobel Edebiyat Ödülü alan ilk kadın yazar, aynı zamanda Nobel alan ilk İsveçli yazarmış.

Babası zengin bir çiftçiymiş. Çocukluğunda geçirdiği bir hastalık yüzünden bir süre sakat kalmış. Bu yüzden eğitiminin bir kısmını evde tamamlamış. Babasının işleri bozulmuş, çiftlikleri satılmış. Geçinmek için öğretmenlik yapmış ve bu arada roman ve hikayeler yazmaya başlamış.
İsveç semalarında hayallere dalmamızı sağlayan pek çoğumuzun okuduğunu düşündüğüm "Uçan Kaz" onun eseriymiş. 
İsveç'te 20 kronluk banknotlarda resmi varmış.
Allah rahmet etsin diyerek onun bir sözüyle bitireyim.
"Ölüm eşiğini herkes yalnız yaşar."

13 Kasım 2013 Çarşamba

KOMŞUDAN NE İSTENİR?


Komşudan ne istenir?
Çay, kahve, tuz, şeker...
"Benim komşum o kadar nemrut ki selam vermiyor, günahını bile vermez." diyenleriniz olabilir. "Komşum sadece istediklerimi değil istemediğim şeyleri bile verebilir." diyeniniz olabilir. İkinci şıkka girenler ne mutlu size.
Anneme sorduğumda şöyle dedi:
"Bizim zamanımızda komşudan köz isterdik ütü yapmak için. Bir de bayat ekmek isterdik, köfteye koymak için. Bazen de kahve istediğimiz olurdu ki bu biraz daha özel durumlarda olurdu."
Ben de bu yaşıma kadar komşuluk ilişkilerimde bir çok alışverişe rastladım ama bazıları gerçekten komikti.

Yıllar önce oturduğum evde karşı daireme yeni birisi taşınmıştı. Taşındıkları gün kurabiye, kek gibi bir şeyler hazırladım, çay yaptım, bir tepsiye koyarak zillerini çaldım. Ev kalabalık, ev sahibinin haricinde akrabalardan kadınlar da yardıma gelmiş.
Kapıdan hoş geldiniz dedim elimdeki tepsiyi verdim. Bir şeye ihtiyacınız olursa çekinmeyin diyerek evime döndüm.
Sen misin bunu diyen? Aradan yarım saat geçmedi zil çaldı. Karşı komşumun genç kızı açık renk saten kurdele istedi. 
Soran gözlerle bakınca izah etti.
Perdeleri kenarlardan tutturacağız da..
Güzel bir semt, pahalı evler, perdeler nasılsa kurdele ile tutturulacak ama bu da komşudan isteniyor. Bunları muhakeme edemeden mutfağa döndüm. Bir iki gün önce Pelit pastanesinden aldığımız çikolatalı pastanın kurdelesi çekmecede duruyordu. Açık kahverengi.
Komşumun genç  kızına uzattım. 
Acaba yeter mi ki? diye söyleniyor. 
"Bizim tuhafiyede sadece bu var ama karşı sokaktaki tuhafiyecide belki vardır." demeyi isterdim ama ilk günden bozuşmayayım.

Bu komşumun tuhaf istekleri yıllarca sürdü. Peynir, kıyma, çay, pirinç, yumurta, çamaşır ve bulaşık deterjanı bunlardan bazılarıydı. Hiç biri geri iade edilmedi. Sonra ben evimi satıp çıktım. ( Yok canım komşum yüzünden değil.)
Başka bir komşum sigara istemek için gelirdi ki ben sigara içmiyorum ama o zamanlar misafiri zehirlemek için sehpalarda çeşitli markalarda sigara paketleri vardı ya onlar bitene kadar isterdi. Bitince bir süre uğramaz sigaraların yenilendiğini görünce hemen her gün gelirdi. Sonra öğrendim ki eşi sigara içtiğini bilmiyormuş. Bizde günlük sigara ihtiyacını karşılıyordu. 

Bu yazının konusunu aklıma getiren yardımcım oldu. Sürekli şikayet ettiği halde bir eve temizliğe gidiyor. Temizliğe gittiği hanım buna sürekli komşularından bir şeyler aldırıyormuş. Ekmek, şeker, patates, soğan, sarımsak... Bu normal diyeniniz olabilir de normal olmayan şey komşularının hiç birini tanımıyormuş. 
Komşudan ne istenir?
Valla bu devirde pek bir şey istenmiyor ya; Günaydın, iyi akşamlar diyorsa başka ne istenir?



5 Kasım 2013 Salı

TUTANKATON'UN BİTMEYEN ÇİLESİ


Bir iki gündür gazetelerde bahsediliyor, belki dikkatinizi çekmiştir. "Tutankamon Araba Kazasında Ölmüş."
İngiliz Mısır bilimci "Vücuttaki yanıklar ve eziklerin muhtemelen savaş arabası çarpması sonucunda öldüğünü ortaya koyuyor." demiş.
Daha önceki ölüm sebebi tahminleri, yılan sokması, zehirlenme, ya da suikast sonucu olduğu yönündeymiş.

Tam da bu haberlere rast geldiğimde Mısır tarihi vizelerine çalışıyordum.
Hakikatten Tutankamon bahtsız bir gençmiş. Hızlı yaşa genç öl, cesedini binlerce yıl kurcalasınlar. Bir de Mısır Fravunları kendilerini tanrılaştırır ya karizma yerlerde..(Bu arada nereden aklıma geldiyse babaannem birine çok kızdıysa Fravun derdi. 1915 doğumlu babaannem Sapanca gibi bir yerde Firavun'u nereden biliyor anlayamadım.)

 M.Ö. 1323 yıllarında babası ölünce üvey kız kardeşi Ankhesenamen ( bu ismi söyleyene kadar ömür geçer.) ile evlenerek tahta geçmiş. Aslında İstanbul Üniversitesi 1. sınıf ders notlarında Eski kralın damadı olarak anılıyor ama anlaşıldığı üzere hem oğlu hem damadıymış.
Tutankamon hangi ara evlenmiş, hangi ara 10 yıl krallık yapmış ve 19 yaşında ölmüş matematiğin doğasına aykırı gibi geliyor.
Her neyse bu talihsiz genç Tutankaton olan adını Tutankamon olarak değiştirmiş. Bu kadar kasmasına ne gerek vardı iki isim de birbirine çok yakın diyeceğim de gençlik işte cahil oluyorlar...

Günümüzde bile tartışılan ölümünden sonra genç eşi ( aynı ismi bir daha yazamayacağım) rahmetli kocasının küçüklüğünden beri veziri olan Aya ile evlenmek istemediği için, Hitit kralına  oğluyla evlenmek istediği haberini salmış. Hitit kralı Mısır'a hakim olma hevesi ile oğlunu evlenmek üzere Mısıra yollarken kötü kalpli Vezir Aya tarafından öldürülmüş.
Sonra ne mi olmuş?

Aya ermiş muradına..
Hem Ankhesenamen ile evlenmiş hem de  Mısır'da 4 yıl hükümdarlık yapmış.
Allah'tan Mısır'da iyi insan iyi insanlar varmış. Komutan Ramses Aya'yı indirerek Mısır'ın başına geçmiş.
...
Şimdi..
Tarih dersleri böyle anlatılsa ne güzel olmaz mıydı?
Ben sevdim valla...
( Bahtsız Ankhesenamen'ne ne mi olmuş? Kadının adı yok ya,  tarihin içinde kaybolup gitmiş.)

3 Kasım 2013 Pazar

Linki tıkla MNG Turizm'den tatil indirimi kazan

mng-turizm

Uzun yıllara dayanan tecrübesi ile turizm sektöründe “ayrıcalıklı tatil” farkını yaratan MNG Turizm, sosyal medya kullanıcılarına kaçırılmaz bir fırsat sunuyor. Linki tıklayarak, MNG Turizm web sitesinde yayınlanan formu dolduran herkes 50 TL’lik indirim kuponu kazanıyor.

Dilerseniz kazandığınız 50 TL indirim kuponunuz ile Ege ve Akdeniz kıyılarının sımsıcak güneşi altında, pırıl pırıl masmavi denizinde, tarihi ve doğal güzellikleri içinde MNG Turizm’in sizlere sunduğu seçkin otel veya tatil köylerine rezervasyon yaptırabilirsiniz. Dilerseniz Avrupa’dan Amerika Kıtasına, Güney Afrika’dan Maldiv Adaları’na düzenlenen turlarda değişik ülkeleri gezmek, farklı kültürleri tanımak için kullanabilirsiniz. Kazanacağınız indirim Ege Denizi’ndeki adalara, İtalya’ya, İspanya’ya, Atlas Okyanusu’na, Baltık Denizi’ne kısacası dünyanın her yerine düzenlenen lüks ve eğlenceli gemi seyahatlerinde de geçerli olacak. Üstelik 50 TL indirim fırsatını, 2014 yılı erken rezervasyon ile birleştirebilir ve daha fazla kazanç sağlayabilirsiniz.

Yurtiçi ve yurtdışı konaklama rezervasyonlarınızda kullanabileceğiniz indirim fırsatına sahip olmak için tek yapmanız gereken, linke tıklayarak iletişim bilgilerinizi doldurmak.

31 Ocak 2014 tarihine kadar sürecek bu indirime, kaliteli ve eksiksiz bir tatil düşleyen herkes çekilişsiz ve kurasız sahip olabilecek. MNG Turizm’in formu dolduran kişi adına 1.000 TL ve üzeri rezervasyonlarda kullanılacak indirim kuponunu 2014 yılı Erken Rezervasyon fırsatları ile de birleştirebilir ve daha fazla kazanç sağlayabilirsiniz.

Yıl boyunca devam eden indirim fırsatları ile ilgili detaylara www.mngturizm.com/firsatlar web sayfasından veya www.facebook.com/MNGTurizmTatil sayfasından ulaşabilirsiniz.

Sen yeter ki tatil iste…

Bir bumads advertorial içeriğidir.