20 Mart 2015 Cuma

GÜNEŞ TUTULMASIYLA SONA EREN SAVAŞ


Bugün güneş tutulması vardı fakat etrafımızda mantar gibi büyüyen binalardan gökyüzünü göremez olduğumuz için nerede tutuldu, kim tuttu göremedim.
Bir tarihçi adayından konuyla ilgili ne beklenir?
Tarihte güneş tutulması dolayısı ile sona eren bir savaş var. 
MÖ 585 yılında Perslerden önce İran'da hüküm sürmüş Medler ile Anadolu'da hüküm sürmüş Lidyalılar arasında Kızılırmak yakınlarında yavaş başlamış, bu esnada güneş tutulması gerçekleşince taraflar bunun ilahi bir işaret olduğunu düşünerek savaşı durdurmuşlar.
MÖ 585 yılında Anadolu'da yaşamış filozof Milet'li Thales ilk güneş tutulmasını doğru olarak tahmin etmiş. 
Ben bunları yazarken Vikipedi'ye bir göz attım. Tarihte güneş tutulmaları listesi diye bir başlık var. İlk tutulma MÖ 3735 Nisan olarak yazıyor. Astroloji , gök bilimi gibi şeyler ilgimi çekmediği için bilemeyeceğim ama MS 2000'lerde yaşıyoruz, geriye 3735 daha gidersek neredeyse 6000 yıl öncenin Nisan ayı nasıl hesaplanır bilen varsa beri gelsin. 
Birkaç gündür güneş tutulmasıyla ilgili felaket tellallığı yapanlara da Allah akıl fikir versin.  

13 Mart 2015 Cuma

ANASTASİA


700 Yıllarında Bizans İmparatoru II. justinianos kendisine karşı yapılan bir isyan sonucunda tahttan indirilmiş, burnu kesilerek Kırım'a sürgüne yollanmış. Sürgünde öldürüleceğinden şüphe eden ve tekrar tahta çıkma planları yapan burnu kesik imparator Bulgar Hanı Tervel'e kızını verme karşılığında yardımını istemiş.
O dönemlerde Bulgar Hanlığı oldukça güçlü.  İmparator Justinianos Tervel'in orduları ile İstanbul'u kuşatmış fakat, kuşatma uzayınca Bulgar askerleri arasında "neden Justinianos'a yardım ediyoruz" diye bir hoşnutsuzluk başlamış. Tervel askerlerine üzerlerindeki uğursuzluğu defetmek için hep birlikte boğaz'ın sularında yıkanmalarını söylemiş. Askerler sırasıyla boğazın sularında yıkanıp arınmışlar. Gök tanrı inancında olmamasına rağmen Justinianos da suya girmiş.  Manen rahatlayan askerler gece yarısı sessizce şehre girerek sarayı ele geçirmiş ve Justinianos'a tahtını geri vermişler.

Bizans imparatoru bu minnettarlığının karşılığı olarak Bulgar Hanı Tervel'e Bizans'ta en büyük unvan olan "Caesar" unvanı bahşetmiş.
Fakat bu minnettarlık uzun sürmemiş.
Tam bir Bizans oyunu yaparak 708 tarihinde donanmasını hazırlayarak Karadeniz kıyılarından Bulgarlara saldıracakken Tervel bu durumu öngörüp saldırıya geçmiş. Kesik burunlu imparator Justinianos canını zor kurtarmış. İstanbul'a perişan halde dönmüş ve Tervel'in peşinden geleceği endişesiyle beklerken Tervel bu durumdan yararlanmadığı gibi İmparatora  Kırım üzerine yapacağı  sefere yardım için 3000 Bulgar asker göndermiş.
711 Yılında bir darbe sonucu öldürülen Bizans imparatorunun yerine Phillippikos geçince Bulgar Hanı Tervel Justinianos'un İntikamcısı olarak için Bizans'a savaş açmış.
...
Balkan tarihi dersimden anlattığım bu olaylarda aklıma ilk gelen şu oldu;
İmparator Justinianos'un kızı Anastasia çok mu güzeldi, Tervel Anastasia'yı bu kadar çok mu sevdi. Yoksa Tervel Türklerin gözü pek ve dürüstlüğüne güzel bir örnek miydi? Ya da Bizans'tan alacağı yüksek vergileri kaybetmek mi istemedi?
Ben Anastasia demek istiyorum. 
Aşk her zaman  seçeneklerin en iyisi değil midir?

12 Mart 2015 Perşembe

YORUM YAPMA MERAKIMIZ VE BAŞKALARI ADINA UTANMAK


Gazeteleri internet üzerinden takip ediyorum. İnternet'ten bir şeyleri takip etmek güzel de yorumları okuma alışkanlığınız da varsa vay halinize.
Orta halli bir haberin veya yazının altındaki okuyucu yorumlarından yola çıkacak olursak, sanki Türkiye'de kimse kimseyle görüşmüyor, herkes birbirinin gözünü oyuyor, hakaretler saldırılar havada uçuşuyor.   
En kibar ifade edilenler şeref yoksunluğu ile başlayıp, bütün sülalenin soy ağacına kadar küfür ortalarda dolaşıyor. 
Bunların başka işi mi yok, dertleri ne, kavgaları kime?
Bazı okuyucu yorumlarında birbirlerini başka yazıların yorumlarından tanıyan kişiler: "Sen falanca kişiye de böyle demiştin." diye azarlıyorlar.
Acaba sabah kuşağında kadın programlarına gelen seyirci kitlesi gibi yorumcu kitlesi mi var diye düşünmeden edemiyorum. Başka türlüsü nasıl açıklanabilir?
Bu kadar okumayı yazmayı seven biri olarak bir kez bile yorum yapmak aklıma gelmediğine göre anormallik bende mi dersiniz?

Suudi kralının ölümü üzerine bir resim paylaşmış biri, altındaki yorumlar 2400 tane.
İspanya'dan bir haberde evini satılığa çıkartan dul bir kadın evi alan kişinin kendisiyle evlenmesi şartı koşmuş, tasası bize düşmüş.
Buyurun size  yorum: "Çocuklu bir kadınla ne evlenirim ne de flört ederim. Çocuklu kadın benim için kadın değildir."
Kadın da sanki buna yalvarıyor. Kaldı ki evini alacak Türk birini istemiyor, İspanya'da ilan vermiş.
Beşiktaş Clup Brugge maçı haberlerinin yorumlarından bir iki tanesi:
"Olcay'ı gören var mı?"
"Maç sanki çok önemli. Bu memleketin daha önemli sorunları var."
"Bu kadro fark yer, buraya yazıyorum."
Bu son yorum bu yorumu yapanın akli melekeleri konusunda insanı şüpheye düşürür nitelikte. Hava durumu için yapılan haberin altında aynen şöyle bir yazı vardı.
"Hahh hahh haahh... Türkler de Peşmerge olacak. Nereden nereye Allahım..."
...
Gerçekten nereden nereye...
Siz hiç başkaları adına utandınız mı. Ben son zamanlarda fazlasıyla utanıyorum da...