18 Haziran 2010 Cuma

DAĞILIN KOKU VAR


Kızımın iş çıkışına rastlayan bir saatte buluşmak için yola koyuldum. 
Evden çıkarken bindiğim asansöre sinen ayak kokusundan 8 katı nasıl indim anlatamam. Bir insanın ayak kokusunun asansörde kalması demek o kişinin yürüyen şehir çöplüğü gibi gezdiğini gösterir.
Otobüse biniyorum içerisi ağır bir koku ile dolmuş. Kalabalığın olduğu her yerde ter kokusunu duyuyorum.
Ter kokusunu önleyen spreyleri temiz cilde değil de elbisenin üzerine sıkmak gerektiğini düşünen insanların olduğu bir toplumda ne söylenebilir  ki?
Hani temizlik imandan gelirdi?
Günde beş vakit namaz kılmak için abdest almamızı öğütleyen dinimiz bunu gerektiriyor.
Üstelik başkalarını rahatsız etmemeniz gerektiğini de öğütlüyor.
Yaz gelince otobüsler, mağazalar, tokalaşmak için yanına gittiğiniz  biri, kuyrukta beklerken arkanızdaki..
Kokuyoruz maalesef..
Londra'da yerin sekiz kat altında metroya bindik. Arkadaşım İngilizlerin Klozetlerinde musluk yok diye şikayet ediyor." Bu kalabalıkta kokudan duramayız şimdi" diyerek.
Tuvaletlerinde musluk olmayan ingilizlerin bir tanesinden bile koku gelmedi.
Paris'de Metroya bindik, Protesto yürüyüşü yapan kalabalık bir grubun içinde kaldık, sıraya girdik, mağazalarında kalabalık içinde dolaştık tek bir kişiden koku gelmedi.

Amerika'da Temmuz ayında etrafımızda obez ve terli insanlarla Disneyland'da kuyruklarda bekledik, Empire State binasına çıkmak için 20 kişi aynı asansörü kullandık bir koku duymadım.
Dönüşte Almanya'da uçak değiştirdik. Frankfurt'da Amerika'lıların çoğu indi Türkler bindi. Baharat kokuları uçağı sardı.
Mübağala yaptığımı düşünüyorsanız yanılıyorsunuz.
Kokuyoruz... Kokuyoruz....
İşin garibi kokan kişi yakınımız bile olsa ayıp olmasın diye ona koktuğunu söylemiyoruz.

Hiç yorum yok: