21 Haziran 2010 Pazartesi

KARPUZ KABUĞU VE DENİZ


Televizyonda artık İstanbul'da bazı plajlardan koli basili olmadığı için denize girilebildiği söyleniyordu.
Görüntüde Florya plajında yüzenler ,güneşlenenler görülüyor. Mikrofonu uzattıkları genç kız; " Ama rahat güneşlenemiyoruz bile." derken eliyle gençleri işaret ediyordu.
Yıllardır karikatürlerde gördüğümüz manzaranın aynısını ekranda görünce gülmeden edemedim. Aslında kızcağız ufak tefek çelimsiz. Kapalı sayılabilecek bir mayo giymiş, erkekler yarım daire şeklinde yüzleri kıza dönük uzanmış onu seyrediyorlar.
Yıllar önceki manzaralardan farklı olarak, (Sanıyorum belediye yasaklamış) iç çamaşırı ile denize girmiyorlar.
Bir de denize girmek için gelen kadınlar az.
Yaşlı bir adamı boynuna kadar kuma gömmüşler, kafasında şapka yatıyor öylece.
20 yıl önce Florya'da denize girdiğimi hatırladım. Evimize çok yakın olduğu halde sadece bir kez gitmiştik ve o kalabalıktan hiç hoşlanmamıştım.

Sapanca'da ise göle girmenin iki yolu vardı. Ya göl kenarındaki tarlanızdan, ya da askeriye gazinosu denilen yerden girecektiniz.
Kendi tarlanızdan gireceğiniz gölün pek bir havası olmazdı. Askeriye gazinosu havalıydı fakat girmek için asker bir tanıdığınızın olması gerekiyordu.
Eniştelerimden biri subay olduğundan onun adını vererek girerdim. Bu sefer de orada bir şeyler yemek içmek gerekirdi. Bahçemizden getirdiğim Erik, kiraz, Şeftaliyi gizlice çantamdan çıkarır  onları yerdim.
Pet şişe sular henüz çıkmamıştı kola da her daim alınamazdı.

Güneşlenmek sadece sırtı yakmak demekti. Arkadaşlarına hava atmak için yüzünü değil sırtını göstermek zorundaydın. Çünkü Sapanca'da tarlada çalışmaktan zaten herkesin yüzü ve kolları yanmış olurdu.
Hatta güneşlendiğini belli etmek için zaman zaman sırtının çok acıdığını söylemek zorundaydın. Karşındaki de sebebini sorduğunda;
"Askeri gazinoda yandım, sırtım çok acıyor." demek gerekti.
Yalova, Çınarcık ve Kefken tatil yerlerimizdi. Amcamlarla kalabalık bir grup gider denizden çıkmazdık.
23 yaşımda kendi paramla ilk uzak tatilimi Marmaris'e annem, arkadaşım ve onun annesi ile yaptık.
Askeri gazinodan alışkanlığımız ile sırt yakma maceramız 2. derecelik bir yanıkla sona erdi. Bir haftalık tatilin üç günü ağrıdan sızıdan odadan çıkamadan geçmişti.
..
Havuz bilmezdik. Gölde yüzmeyi öğrenmiş biri için havuz saçma sapan bir şeydi.
Yıllar sonra rahmetli eşim evimizin bahçesinde havuz yaptırdığında hiç hoşuma gitmemişti. Beş kulaç bir tarafa altı kulaç bir tarafa yüzmek mi olurdu?
..
Şimdi İstanbul plajları koli basilinden arınmış olarak tatilini güneyde  geçiremeyenleri ağırlayacak, İstanbullu uzaklara, uzaktakiler istanbul'a koşacak..

photo- tumbl

Hiç yorum yok: