26 Mart 2012 Pazartesi

MEDİNE DİLENCİSİ


Nesrin'le Kahve Dünyasında oturuyoruz. Burnumuzun dibine dergi uzatıldı. "Abla kardeşimi okutuyorum. Yardım edin Lütfen!" Öğlece kalakaldık, ne diyeceğimizi şaşırdık.
Bir kaç gün önce saçı röfleli 13-14 yaşında bir kız çocuğu elindeki tükenmez kalmeleri burnumuza uzatmıştı aynı bahane ile. 
Arkadaşlarımla yaptığımız iki günlük kaçamak sırasında otobüsteki iki genç birbirlerine "Medine Dilencisi" diyorlardı.  Tatil dönüşü yardımcım Medine Koştura koştura iş yaparken muhabbet ediyoruz ki şöyle söyledi. "Bu yıl Belediye  bana kömür yardımı yapmadı. Oysa kirada oturuyorum,  komşularımdan daha zengin değilim, onlar gibi Medine dilenciliği mi yapmam gerekiyor?"
Medine Dilencisi yazınca  sözlüklerden birinde "Üzgünüz veri tabanımızda yaptığımız arama sonucu böyle bir kelimeye rastlayamadık" diyerek üzgün bir surat resmi koymuşlar. Başka bir sözlükte; Üstü başı dökülen perişan kişi olarak anlatılıyor. "İyi de bu kişiler sadece Medine'de mi var?" diye düşünürken Google'da Almancasının Lumpig olduğunu gördüm. Demek Almanlar da Medine Dilencisini biliyorlar. Sanırım bu Hint fakiri gibi bir şey.

Her konuda bilgisi olan Vikipedi'de dilencilik başlığının altında sadece şunlar yazıyor; "Bu maddenin tarafsızlığı konusunda kuşkular bulunmaktadadır." Kuşkucu yaklaşıma bakarmısınız?
Hatırladığım kadarıyla 2008 yılında İstanbul Büyükşehir belediyesi tarafından dünyada ilk kez  dilencilik sempozyumu düzenlenmişti. Sempozyumun sonunda ne kararlar çıktı bilmiyorum ama dünyada ilk dilencilik yapan robotu tahmin edersiniz ki japonlar yapmış.
New york'ta 17 yıldır dilenen ve dünyanın en zengin dilencisi olarak anlandırılan adamın aktör Irwin Korey olduğu anlaşılmış. 3.5 milyon dolarlık bir evde oturan 97 yaşındaki adam topladığı paraları Küba'daki çocuklara yardım eden bir vakıfa bağışlıyormuş. Eşi öldükten sonra yanlızlık çeken aktör dilencilik yapmanın yalnızlığına çare olduğunu söylüyormuş. Tabi orada bizde olduğu gibi evlendirme programları yok. Buraya gelsin, iki günde yalnızlığına nasıl çare buluyor bizim çöpçatan programlar.

"Yaşlı adam dilencilikten topladığı paralarla Starbucks'ta kahve keyfi yaptı." diye bir haber okursanız bu olayın nerede olduğunu tahmin edersiniz?
İnanamayacaksınız ama bu olay Taksim'de oluyor. Kolu sargılı yaşlı adam topladığı paralarla kahvesini içerken zabıtalar tarafından fark ediliyor. Zabıtalar kırık kolu için hastaneye götürmeye kalkınca sargıyı çözüyor ki elinde hiç bir şey yok. Yaşlı adam dolandırıcı ama bir tarzı var. Mahalle kahvehanesinde değil de Starbucks'da yiyor paralarını.
Yıllardır dilencilikle apartmanlar yaptırdı, Sabah dileniyor, akşam Mercedes'e biniyor gibi haberleri okuyup duruyoruz. 
Temel yolda giderken dilenciye rastlamış.
"Allah rızası için bir sadaka" demiş dilenci.
Temel cebinden bozukluklarını çıkartıp verirken;
"Parayı al ama duanı istemiyorum."
Dilenci bozulmuş;
"Neden istemiyorsun?"
"Senin duan beş para etseydi kendine hayrın olurdu."





Hiç yorum yok: