30 Mart 2012 Cuma

BAHAR SARHOŞLUĞU


Normalde bahar geldiğinde insanlarda bir hafifleme, kuşlar, börtü böcekler, ne güzel bir  hava var, koşalım, coşalım gibi duygular yaşanırken bizim evin ahalisi toptan psikopata bağladı iyi mi?
Bir kaç gündür migren atakları yaşıyorum. Evden dışarıya çıkmak istemiyorum. Kafamı çevirdiğim her yer tozlu ve pismiş gibi geliyor. 
Bu suratsız halimi gören Beyefendi de inceden lafı geçiriyor. "Gülünce güzel oluyorsun." 
Yani bu sözün Türkçe meali "suratsız halin hiç çekilmiyor."
Ortanca kızım hafta sonu gireceği YGS sınavının stresi ile bir bakıyorsun asabi halller içinde, bir bakıyorsun bale yapıyor, şarkı söylüyor.  " Kaybettik çocuğu" diye düşünürken normal hallerine dönüyor.
Küçük kızım zaten ergen, onun için baharın bir anlamı yok. Ona her mevsim bahar.

Evdeki tek aklı başında olan büyük kızım da suratlı suratlı evin içinde gezmez mi? "Eyvah ki ne eyvah!"
Sana ne oldu demeye kalmadan bunaldığını herkesin kahrını kendisinin çektiğini, biraz da onun kahrını çekmemiz gerektiğini söylüyor. 
Ailemizde her şey yerli yerindeyken birdenbire gelen bu duygu boşalmasının tek müsebbibi bahar diye düşünüyorum.
Bahar yorgunluğu  yaşıyoruz diyeceğim ama korkuyorum, bahar 3 ay ve birinci ay henüz bitmek üzere. Bu nasıl yorgunluktur. Üçüncü ayın sonunda öldürür bizi.
Uzmanlar güneş ışığının insanın ruhsal ve fiziksel enerjisini arttırdığını söylüyor fakat bizde neden tersi oldu anlamadım.
Sonra bir yerde okuduğum yazıya göre İlkbaharda havadaki elektrik yükünün artmasının insanları olumsuz etkilediğini söylüyor. Demek ki bizim elektrikler kısa devre yapmış anlaşılan. Bu dönemde havada pozitif iyonların artması insana zindelik verirken, negatif iyonların artması da yorgunluğa, halsizliğe ve gerginliğe neden oluyormuş. 
Negatif iyonlarım artmış olmalı ki  her sabah arabanın kapısından elime elektrik çarpıyor. Bir gün elim arabanın kapısında saçlarım dikelmiş olarak öğlece kalacağım mazallah.

İsveç'te yapılan bir araştırmaya göre İlkbaharda erkeklerde  depresyon, kadınlarda aşırı sinirlilik ve psikolojik rahatsızlıklar artmaktaymış. Bu araştırma İsveç'te olduğuna göre  belirtileri tersinden düşünmek lazım. Bizim erkeklerde pek depresyon olmaz. Onlar doğrudan işi aşırı sinirlenmeye bağlarlar. Kadınlar da depresyona girme eğilimindedirler.
Bu yazıyı yazarken cam kenarında oturuyorum. Dışarıdan gelen güneş ışığı bilgisayarımın ekranına geliyor. Ekranda binlerce minicik toz gözüme çarpıyor. 
İsveç kadınları gibi sinirlensem bilgisayarı fırlatmam gerekecek, Eh ne yapalım! Bu durumda depresyonda olmak daha mantıklı değil mi?

3 yorum:

Dört Yapraklı Yonca dedi ki...

keyifle okudum yazınızı her zamanki gibi :))
ama yaşananlar o kadar aynı ki, baharı seven biri olarak itiraf edemiyorum yaşadıklarımı...
bende de elime ne geçerse -uzun süredir kullanılmayan, yada yıllardır kullanılmayı bekleyen şeyler- atıyorum ama annemle ablam kapının önüne koyduklarımı geri alıyo

N'olcak sonumuz bilmiyorum

selma dedi ki...

Annem sorsak bu soruyu şöyle bir cevap verirdi; Ay! bayılıcem şimdi:)

Blogger Bolat dedi ki...

Ne güzel bir görüntü :)