10 Mart 2012 Cumartesi

ASAB


Günlük hayatta söylediğim sözlerin bazılarının annemin sözleri olduğunu anladığımda dehşete düştüm. Bir süredir kızlarım da;"Aynı anneannem gibi oldun" demişlerdi de ciddiye almamıştım. 
Henüz "Ay bayılıcem şimdi" repliğine geçmedim ama "Asab" sözünü sık kullandığımı fark ettim. 
Asab'ın anlamı "Sinir" demek. Ama sanki "Asab" değince daha anlamlı oluyor.
 Asab'ın düzgün olanına rastlamadım. Bir yerde asab geçiyorsa mutlaka bozuktur. Bu ne şanssız kelimedir ki iyi halde hiç kullanılmaz.
"Asabımı bozmadan giysilerini dolaba yerleştir."
"Araba yine çalışmadı, asabımı bozdu."
"Popi'nin (Tavşanımız) yuvasını değiştirin asabımı bozmayın."
"Mutfak dolabının kapılarını temiz elle açın, iz görünce asabım bozuluyor."
"Bu havalar asabımı bozmaya başladı."

Apartmanımızda kendi yeri dururken sürekli benim yerime park eden, kendi yerini  misafirlerine ayıran kadını uyardım diye asabı bozulmuş olmalı, aynı saatlerde çocuklarımızı okula bırakıyoruz. Parkta bana öğle bir bakıyor ki bakışlarla adam öldürülse, onun hapiste benim de mezarda olmam lazım.  Asabımı bozmamaya çalışıyorum.
Asansördeyiz.  İlkokula giden iki çocuğu ile bir kadın da alt katlarda asansöre girdi. Oğlan zıplıyor, bağırıyor, asansörün kat tuşlarına basıyor. Anne aşağıya inene kadar oğluna tek kelime etmedi. Asabımı bozmamaya çalıştım.
Baktım ki dışarıda asabımı bozmamaya çalıştıkça evde asabım bozuluyor annem geldi aklıma. Kayınvalide, kayınpeder, üç çocuk, eş. Asabı bozuldukça ne diyordu; 
"Ay bayılıcem şimdi!"

Photo: Tumblr




Hiç yorum yok: