21 Nisan 2010 Çarşamba

SEVİMLİ DAHİ



Nisan ayı içinde her yerde "Albert Einstein'ın 55'inci ölüm yılı" haberini okuyorum.
Einstein deyince gözümün önüne parmağını prize sokmuş ve o yüzden beyaz saçları dimdik olmuş gibi duran,dili dışarıda bir adam geliyor.
Einstein hakkında herkesin az çok bir bilgisi vardır.
Gelin biraz hatırlayalım;
Yahudi asıllı Alman fizikçi.
Time dergisi "Yüzyılın İnsanı" anketinde akla gelebilecek bütün ünlüleri geçip,birinci sıraya yerleşmiş.
Dört yaşında konuşmaya başladığı söyleniyor.Okulda öğretmenleri tarafından fark edilmemiş,arkadaş ilişkileri zayıfmış.
Suyu sevmediği ,ayda bir banyo yaptığı söyleniyor.
Ayakkabılarını hiçbir zaman çorapla giymemiş.
Keman çalmaktan büyük zevk alırmış.
Yemek yemeği unutur,yemeğe oturduğunda da saatlerce tabağa bakar kalırmış.
Yahudi olduğu için Nazi Almanya'sından Fransa'ya kaçmış,Nazilerin Fransa'yı işgal etmesi ile Türk kimliği kullanarak ABD'ye geçmiş.
" İzafiyet Teorisini" geliştirerek zaman içinde yolculuk yapılabileceği kuramını sorgulayan fizikçi,kuramsal Fiziğe katkılarından dolayı " Nobel Fizik Ödülü" almış. 


" Teorim doğrulanırsa, Alman'lar Alman olduğumu,Fransızlar dünya vatandaşı olduğumu, yanlışlığı ispatlanırsa; Alman'lar yahudi olduğumu söyleyecek, Fransızlar'da Alman olduğumu. "
" Sıra dışı insanlar daima sıradan insanların şiddetli muhalefetiyle karşılaşırlar"
" İnsanların ön yargılarını yıkmak, atomu parçalamaktan daha zor."
" Tanrının zar atmadığına eminim."
Sözlerinin sahibi dahi için ilginç bir anekdot anlatılır;

Einstein konferanslarına hep özel şoförü ile gidermiş. yine bir konferansa gitmek üzere yola çıktıkları bir gün şoförü Einstein'a;
"Efendim, uzun zamandır siz konuşmanızı yaparken ben de arka sıralarda oturup sizi dinliyorum ve neredeyse söyleyeceğiniz her şeyi kelimesi kelimesine biliyorum" demiş. 
Einstein gülümseyerek ona bir teklifte bulunmuş: 
"Peki, şimdi gideceğimiz yerde beni hiç tanımıyorlar... O halde bugün palto ve şapkalarımızı değiştirelim, benim yerime sen konuş, ben de arka sırada seni dinlerim.
" Konferansta şoför, gerçekten çok şahane ve başarılı bir konuşma yapmış ve sorulan bütün soruları doğru cevaplamış, fakat tam yerine oturacağı sırada bir kişi, o güne kadar konferansta sorulmamış ağır bir fizik sorusu sormuş. Şoför, hiç duraksamadan soruyu soran kişiye dönüp:
"Böylesine basit bir soruyu sormanız gerçekten çok garip" demiş ve sonra da salonun arkasında oturan Einstein'ı işaret ederek şöyle devam etmiş;
"Şimdi size arka sırada oturan şoförümü çağıracağım ve sorduğunuz soruyu, göreceksiniz o bile cevaplayacak"

3 yorum:

eymenerdogan dedi ki...

Selma teyze , son hikayedede belirtildiği gibi Einstein gibi zeki insanların koruması , şöförü , hizmetçisi gibi kişilerde zeki olurlar . Zeki insanların çevresinde ancak zeki insanlar bulunabilir . Bunun yanı sıra izin verirseniz bir yerde okuduğum bir bilgiyi sizinle paylaşmak istiyorum . Einstein'ın ilkokul öğretmeni Einstein'ı gerizekalı olarak nitelendirip ailesinden Einstein'ı okuldan almalarını istemiştir. Çok merak ediyorum o gerizekalı dediği çocuğun büyüdüğünde dünya teorilerini yerinden oynatacak bir bilim adamı haline geldiğini gördüğünde pişman olmuşmudur ?

selma dedi ki...

Sevgili eymen,
einstein'ın öğretmenini bilmem ama bizde olsa o öğretmen " Ben biliyordum onun büyük bir adam olacağını" diye kendisine pay çıkarır.

lalin.askin dedi ki...

Selma yengecim, hazır böylesine harikulade bir şahıstan bahis açılmışken ben de birşeyler eklemek istedim...

New York 'taki Riverside Kilisesi 'nin beyaz duvarlarına oyulan altı yüz insanın yüzü vardır. Bunların on dördü bilim insanlarına aittir. MÖ 370 'te ölen Hippokrates 'ten, gözlerini yaşama 1955 'te yuman Einstein 'a kadar uzanan yıllardan on dört bilim insanı seçilir yalnızca! Manhattan 'ın bu ünlü kilisesine yolu düşenler, bilim insanlarınınsayısının neden az olduğu sorusu yerine, Einstein 'ın onca bilim insanından sıyrılıp, orada nasıl yer edindiğine yanıt ararlar. Bilmezler ki, bilim tarihinin on dört isminin belirlenmesi için önde gelen bilim insanlarının gönderdiği tüm mektuplardaki tek ortak isim Albert Einstein 'dır! Saygıyla anıyoruz...