17 Ocak 2011 Pazartesi

İYİ BİR ÇOCUK OLURSAN ŞİRİNLERİ GÖREBİLİRSİN


Kendisi 22 yıllık arkadaşım. Benden 8 yaş büyük emekli hemşire. Arkadaştan ziyade abla gibi sevdiğim biri. Son gezimizdeki iki arkadaşımdan biriydi. Aynı zamanda Mardin gezimizde de birlikteydik.
Soruyorum ; Bir hayalin var mı, ne yapmak isterdin?
Boyunca üç bekar çocuğu olan biri ne hayal eder?
Çocuklarının mürvetini görmek, seyahat, Hacca gitmek. Ne bileyim buna benzer bir yanıt beklerken beni dumura uğratan bir cevap verdi.
- Keşke şu çizgi film kahramanları gerçek olsaydı. Benim komşum olsalardı, ben de onlara misafir gitseydim. Onlarla muhabbet edip hayatlarını görseydim.

Eniştem çizgi film seyrederken kahkahalarla güldü diye annemin gözünden düşmüş, ayıplanmıştı.
" 50 yaşında kocaman adam, mühendis olmuş. Hala çizgi film  seyrediyor."
..
Çizgi film öyle büyülü bir dünya  ki izlediğinin gerçek olup olmadığının bir önemi kalmıyor.
Ben ilk çizgi filmle  Pembe Panter ile tanıştım. Siyah beyaz televizyonda pembe görünmese de uzun kuyruklu, zayıf bir yaratık herkesi sinir edecek hareketler yaptığı halde güldürüyordu.
Temel Reis çırpı bacaklı Safinaz için kutu kutu ıspanağı mideye indirdiğinde anneler çocuklarına ıspanağı sevdirmeye çalıştılar. Akıllı çocuklar işe uyanıp  "Ispanak da, çirkin safinaz da Temel Reis'in olsun ben hamburger yiyeceğim" diyerek  işten sıyırdılar.

Sonra Tom ve Jerry girdi hayatımıza. Küçücük bir farenin kocaman bir kediyi alt etmesine bayıldık. Belki de mazlumun yanında olma  hissimizden dolayı evlerde kapan kurduğumuz farelere acır olduk.
Miki Mouse, Mini Mouse, Ayı Yogi ve arkadaşları hayatımızda hep var oldu. Erkekler sevgililerine ayı oyuncaklar hediye etti.
Biri bize "Ayı" dese olay çıkarma ihtimalimiz varken aldığımız oyuncak ayıya "Ayyy ne şeker" diyerek kendimizle çeliştik.
Şimdilerde dizi film izleyenler nasıl ertesi haftayı merakla bekliyorsa bizler de Heidi ve arkadaşı Peter'in maceralarını, dev cüsseli yumuşak kalpli dedeyi büyük küçük takip ettik. Heidi'nin coğrafya bilgimize de katkısı oldu. Onun sayesinde Alp dağlarını öğrendik.
Dedesi ile birlikte ateşin başında pişirdiği peynire o kadar özendik ki sopalara peynir takıp pişirmeye çalıştık.

Japon çizgi film kahramanları hayatımıza girdiğinde çocuklar aşkla tanıştılar. Şeker kız Candy ve gizemli sevgilisi Terry sadece Candy'nin değil bütün kızların sevgilisi olmuştu.
Çizgi film kahramanları arasında da gerçek hayatta olduğu gibi entrikalar, kötülükler oluyor fakat iyilik hep galip geliyordu.
Sünger Bob  2000'li yıllarda izlenmeye başladığında çocuklardan ziyade ebeveynler bayıldı ona. Kimseye kızmıyor, bağırmıyor, kötülük yapmıyor, saflık derecesinde iyi niyetliydi. Büyük küçük herkesin gönlünü fethetti.
Mavi cüce şirinler'de şirin baba mantar toplamaya gidiyordu. Bazı TV kanallarında çizgi film türkçeye çevrilirken Şirin babayı Cuma namazına yolladılar.
Amerikan aile yapısını anlatan Simpsons'lar son dönemin en çok izlenen çizgi filmlerinden biri oldu. Fakat onu büyükler daha çok izliyor.

Şimdi televizyonlarda çok az gördüğümüz çizgi filmler hayatımızın bir parçasıydı.
Arkadaşımın hayaline girmesi de yadırganacak bir şey olmamalıydı.
Umarım çizgi filmler hep var olur. 
Hayallerimiz hep çizgi film tadında olur.

2 yorum:

lalin.askin dedi ki...

Sevdiğim çizgi filmlerden aklımda kalanlar:

voltran
he-man
teenage mutant ninja turtles
varyemez amca
clementine
beverly hills
casper
calimero
taş devri
monçiçiler
vikingler
jetgiller
bugs bunny
muppet show
uçan kaz norton
richie rich

Sevgiyle kalın...

selma dedi ki...

Bak bunları unutmuşuz..(: