22 Ocak 2011 Cumartesi

NE UMDUK NE BULDUK


Yirmili yaşlarımın başında sevgili arkadaşım Tülay ile çalıştığımız şirkette öğlen paydoslarında evlilikle ilgili hayaller kurardık. 
Tülay güzel bir kızdı ve çok güzel giyinirdi. Makyajsız dolaşmaz, süslü takılar takar, uzun ojeli tırnakları ile kadın erkek herkesin dikkatini çekerdi.
Bense onun tam zıttı makyaj yapmaz, takı takmaz, sade renkleri tercih ederdim. O sigara içer ben içmezdim. O flörtü sever ben cesaret edemezdim.
Ama nasıl oluyorsa birbirimizle çok iyi anlaşırdık. Sadece iş günleri değil hafta sonları da mutlaka görüşürdük.
Bazı hafta sonları  İstanbul'a akrabalarına giderdi. Bense köye akrabalarıma.
İkimizde çok okurduk ama benim okuma sevgim her şeyin üstündeydi. Aldığım kitapların haricinde kasabadaki kütüphaneden de yararlanırdım.

Ona yakıştırdığımız hayal İstanbul'da bir iş adamı ile evlenecek, lüks arabalarda gezecek, şaşalı yaşayacaktı. Zaten onun payına başka bir hayal de yakışmazdı.
Benim hayalim biraz daha romantik gibiydi. Yine Sapanca gibi bir kasabada ya da yemyeşil bir vadide önünde kocaman bir verandası olan küçük bir dağ evinde yaşamayı, kitaplarla kaplı büyük bir salonda masa başında roman yazan bir adamı hayal ederdim. Adamın yüzü hep gölgede kalır o hayale bir yüz ekleyemezdim ama yazan ve okuyan biri ile evlenmenin hayalini kurardım.
Kader bize hayallerimizin dışında yollar açtı. 
Ben İstanbul'da yaşayan bir İş adamı ile evlendim, arkadaşımın hayaline yakın   bir yaşantım oldu. Sonra arkadaşım köyde yaşayan tarlası bahçesi olan birini sevdi ve onunla evlendi.
Bizim hayaller yarım kaldı.

Derken..
Aradan uzun yıllar geçti. Yıllar önce bizim hayallerimizi dinleyen melekler nasıl olduysa beni hatırladı.
Şimdi kitaplığıma benim almadığım başka kitaplar eklendi.  Salonumdaki masanın önünde altıncı kitabı için notlar tutan, yazar desem asıl mesleğine haksızlık edeceğim güzel bir adam var.  Varsın vadiye bakan evim de olmayıversin.
..
Bazen kurduğumuz hayaller çocukça gelir, güler geçeriz.
Bazen hayallerimizin gerçekleşmesi için 28 sene bekleriz.


1 yorum:

lalin.askin dedi ki...

Hayal etmek denince aklıma hep çocuklar gelir.En geniş hayal kurma gücüne sahip varlıklardır çocuklar. İşte size bazı çocukların hayalleri ve Tanrı 'dan istekleri:
-Doktor olmak istiyorum. Ama o aklına gelen nedenden değil (Fred).
-Ne olur beni kuş yap. Söz veririm senden uzun süre bişi istemiycem (Lee).
-Bi kere kar yağdırdın okul kapandı. Bi daha yapsana (Guy)

-Sevgili Tanrı, şu andaki eksiklerimi yazıyorum: Yeni bir bisiklet, bir kimya seti, köpek, film makinesi, beyzbol eldiveni. Hepsini gönderemezsen birazı da olur.
Seni seven Eric --5 yaşında-
Not: Noel Baba’nın olmadığını biliyorum.

-Sevgili Tanrı,
Lütfen bana bir midilli gönder. Senden şimdiye kadar hiçbir şey istemedim. Bunu da herhalde unutmazsın.
Bruce --4 yaşında-

-Sevgili Tanrı,
Babam çok aksi. Onu bu huyundan vazgeçirmeni istiyorum. Ama lütfen canını yakma. Sevgilerle.
Martin --5 yaşında-

-Sevgili Tanrı,
Senin yaşına geldiğimde tıpkı senin gibi olmak istiyorum. Tamam mı?
Tommy --4 yaşında-