7 Ocak 2011 Cuma

MAVİ LADİN


Blogumun bazı  yerlerinde Google'ın seçtiği  reklamlar var.
% 50 indirimli Mavi Ladin reklamını görünce 8 yıl öncesine gittim. Uzun yıllar çok katlı evlerde oturduktan sonra bahçeli bir eve geçince çevre düzenlemesi gerekti. Aldığımız evin bahçesi genişti ve sadece iki tane çam ağacı vardı. Bize yardımcı olması için peyzaj mimarı ararken nüfuslu ve oldukça zengin bir arkadaşımız ev hediyesi olarak peyzajcı bir arkadaşını görevlendirdi. Bütün çiçekleri ve ağaçları onlar üstlendi.
Kısa sürede evimizin bahçesini tekrar çimletip, düzenlenlediler. Zaten var olan iki çam ağacının haricinde bahçenin belli yerlerine daha küçük boyda iki çam ağacı daha koyduklarında pek işime gelmemişti. Manolyalar, Limoni Selviler güzeldi  de bu çam ağaçlarına takmıştım. Bir de renkleri yemyeşil değil hafifçe maviye çalıyordu.

Bir tanesinin üst kısımı hafifçe eğik duruyor görüntüsü asabımı bozuyordu. Bir sabah elime bahçe makasını aldım, sandalyenin tepesine çıkarak yukarıdaki bütün dalları kesmeye başladım. 
Bahçemizle ilgilenen Turan efendi ellerini dizlerine vurarak koşa koşa yanıma geldi.
- Selma yenge ne yaptınız? Gitti güzelim Mavi Ladin.
25 yıl Sapanca'da yaşamış, dedesi fidancılık yapmış birine akıl veriyor kendince. Zaten bahçe çam ağaçlarından dolayı mezarlığa dönmüş diye kızıyorum. 
- Ne diyorsun? dedim.
- O ağacın kaç lira olduğundan haberiniz var mı? 
Ne bileyim. 2.5 metre boyunda bir çam ağacı kaç lira olur ki?

Turan efendi duvarın kenarında sıralanmış aynı boyda 20 kadar limoni selviyi göstererek;
- Bu ağaç oradaki 20 selviden daha pahalı.
Utandım, mahcup oldum. 
- Ama üzerindeki dallar yamuk duruyordu gibi anlamsız  mazeretler sıraladım. 
Aslında utanmamın nedeni Mavi Ladin'i bilmiyor olmamdan kaynaklanmıyordu. Turan efendi bunu bana öyle bir tarzda söylemişti ki  "Bana verdikleri maaşın 5 katına ağaç alıyorlar ama ağacın ne olduğunu bilmiyorlar" dediğini duyar gibi oldum. "Parasını biz vermediğimiz için bilemedim" gibi bir şeyler geveleyerek;
- Hadi ayrık otlarını toplayalım, dedim.
İkimizin de çok sevdiği bir şeydi ayrık otu ayıklamak.
Eğilip yerdeki ayrık otlarını toplarken o hala Mavi Ladinleri anlatıyordu.
..
Şimdi oturduğumuz apartmanın girişinde küçük bir Mavi ladin var. Bizimki gibi üzerindeki dallar yamuk değil. Hem boyu da o kadar büyük değil. 
Ne zaman yanından geçsem yüzümde buruk bir tebessüm oluşuyor.

Hiç yorum yok: