23 Mayıs 2011 Pazartesi

DALGINLIK MI DEDİNİZ?


Dün çoluk çocuk evden çıktık, aradan bir saat geçti, evden oldukça uzaktayız.
- Aman Allahım, fırında ekmek unuttum.
Sitenin güvenliğini arayıp evin sigortasını kapatmasını istedik ama bu sefer de buzluktakiler eriyecek. Bir telaş, bir heyecanla eve geldik. 
Dün yaşadıklarımı sevgili arkadaşım Filiz'e anlatırken onun da dalgınlık konusunda çok titizlendiğini öğrendim. Öyle ki  tatile giderken ütüyü pirizde unuttuklarını düşünerek Bolu'dan geri dönmüşlükleri olduğunu söyledi.  Hatta bu geri dönmeleri o kadar sık oluyormuş ki, eşi sonunda ütü, çaydanlık gibi ocağın üzerinde, fişe takılı ne varsa yanlarında götürmelerini önermiş. Şimdi benimle birlikte yürüyüşe çıkarken bile tam evden çıkarken geriye dönüp ocağa bakmadan çıkmazmış. 

Dalgınlık ve unutkanlık modern hayatın bir parçası haline geldi, İnsanlar hayatlarında bir kez mutlaka bir şeyleri bir yerlerde unutabiliyorlar.
Dalgınlık ve unutkanlık ile ilgili hikayeler de çok eğlencelidir.
Kızımın arkadaşının annesi arabasının koltuklarını silmek istemiş. Evden kova içinde deterjanlı su hazırlayıp kapısının önündeki arabasına gelmiş bakmış arabanın kapısı açık herhalde kilitlemeyi unuttum diyerek içeriye girip koltukları silmeye başlamış. O sırada yan komşusu merakla ona bakıyor. Bizimki hiç istifini bozmadan arka koltuğu silip öne geçeceği sırada durumu anlamış. Sildiği araba kendisinin değil, kendi arabalarıyla aynı renk ve model olan komşunun arabasıymış.

Arabasını çalıştırır halde rampada bırakıp fırına giden ve döndüğünde arabanın yolun sonunda bir büfeye girdiğini gören tanıdığım dalgınlığını ucuz atlattığına seviniyordu.
Dalgınlıkla yapılan şeylerin en masumu sigarayı tersinden yakmaktır ki bu da dışarıdan çok sevimli görünür.
Ev terliği ile dışarıya çıkıp yarı yolda ayağını fark eden kadınlar da çoğunluktadır.
Dalgınlıkla masada duran kendi telefonu değil de arkadaşının telefonunu alanlar azımsanmayacak derecededir.
Dalgınlıkla ilgili okuduğum bu yazı genç yaşlı demeden insanın içine düştüğü trajikomik durumu çok güzel özetliyor.

"Dalgınlık mı dediniz? Cebimden daha önce görmediğim anahtarların çıkmasıyla içine girdiğim kara delik. Ucunda da Paris anahtarlığı var. Dün gece yanlışlıkla Paris'e gitmiş olamam. Kız arkadaşımın ailesi yemeğe davet etmişti. Ulan evden çıkarken portmantoda duran anahtarlığı mı hacıladım? Ve kendi evime nasıl girecem? Tekrardan evlerine gitsem, anahtarla açsam kapıyı, babası av tüfeğiyle vurur, kafamı salona asar. Geyik gibi izlerim dünyayı."

2 yorum:

Ecchan dedi ki...

Çok Güzel yazmışsın teyze, çok eğlenceliydi :3

Adsız dedi ki...

Teşekkür ederim sevgili yeğenim