2 Mayıs 2011 Pazartesi

DAHİLER VE AŞKLARI


"Beyefendi" beni mutlu etmenin en basit yolunu buldu ya fırsat oldukça bir kitapçıya dalıyoruz. Kendine İsmet Özel, bana da istediğim bir kitabı alıyor. D&R'da dolaşırken raflardaki en kalın kitaplardan biri dikkatimi çekti. "Dahiler Ve Aşkları" 
İşin içinde aşk varsa hangi kadın kayıtsız kalabilir ki?
Kitap 780 sayfa. Üzerinde  Balzac, Chaplin, Freud, Picasso, Nazım Hikmet, Oscar Wilde, Leonardo Da Vinci gibi ünlü simaların resimleri var. 45 dünyaca ünlü insan ve aşık oldukları kişilere yazdıkları mektuplar, şiirler, resimler, şarkılar yer almış kitapta. Hazırlayan Özcan Erdoğan. Her ünlüyü başka bir yazar anlatmış.
"Beyefendi" kitabın başlığı hakkında bir eleştiride bulundu. "Kitaptaki 45 ünlünün hepsinin dahi olması mümkün değil. Keşke dahi değil de ünlüler ve aşkları olsa daha iyi olurdu" 
Victor Hugo, Che Guevara, Frida, Elvis Presley, Virginia Woolf gibi isimler kendi alanlarında ünlü kişiler olmalarına rağmen dahi sınıfına sokmak ne derece doğru bilemiyorum gerçekten. 
Bu kadar "Dahi" addedilen kişilerin arasında yaşayan en ünlü dahi  Stephen Hawking'in olmaması da şaşırtıcı oldu. Yoksa sadece ölmüş kişilerin hayatlarını anlatıp telif sorununu mu hallettiler. 
Doğrusu sadece Stephen Hawking'in aşk hayatı bile filmlere konu olacak kadar renkli. Einstein'den sonra Dünyanın en ünlü fizikçisi olan Hawking 21 yaşında MS hastalığına tutulmuş. O günden bu yana tekerlekli sandalyede yaşıyor. Kendisini aldattığı için ayrıldığı eşinden üç çocuğu ve torunu var. Ayrıldığı eşi "Burnunu bile ben siliyordum ama beni bakıcı gibi görüyor, saygı duymuyordu." diyerek sitem etmiş. "Bakıcı" gibi gördüğü eşini boşayıp bakıcısı ile evlenen Hawking halen eşiyle birlikte dünyayı dolaşıp konferanslar veriyor."

Gelelim kitaba; Ünlü şair Yahya Kemal Heybeliada Bahriye Mektebinde öğretmenlik yaparken öğrencilerinden biri de Nazım Hikmet'tir. Nazım Hikmet'in annesi Celile hanım güzel resimler çizen, kültürlü dul bir kadındır. Yahya Kemal, Nazım Hikmet'e verdiği derslerden arta kalan zamanlarda Celile hanımla sanat, edebiyat üzerine sohbetler yapar. Güzelliği ve zerafeti ile ünlü Celile hanıma olan aşkı kısa sürede etrafa yayılır. Bir gün Celile hanımın evine giderek ona evlenme teklifinde bulunduysa da menfi cevap alamadan Nazım Hikmet tarafından apar topar evden kovulur. Yahya kemal, Dişi bir parsın gözlerine benzettiği Celile hanımın ela gözleri  için yazdığı dizelerde sevgisini anlatır. 
Yollarda kalan gözlerimin nurunu yoldum,
Kim o, nasıldır diye rüzgarlara sordum,
Hülyamı tutan bir büyü var onda diyordum,
Gördüm; Dişi bir parsın ela gözleri vardı.

Vincent van Gogh; Ünlü ressamın Kuzeni Kee'e olan aşkı hiç bir zaman karşılık bulmuyor. Kendisini reddeden Kee'nin aile baskısı yüzünden "hayır" dediğinden o kadar emindir ki başka türlü olabileceğine inanmıyor. Kardeşi Teho'ya yazdığı bir mektupta; "Onu o kadar çok seveceğim ki, sonunda o da beni sevecek." diyecek kadar kararlı. Kee'ye olan aşkını ispatlamak için bayılana kadar elini mum aleviyle yakıyor. Hayat kadınlarıyla olan maceraları çok bilinip, bir kadın için kulağını kestiği söylense de, ölene kadar Kee'ye olan sevgisi bitmiyor.

Nazım Hikmet Ran; Onun hayatına bir çok kadın girdi ama o en çok Piraye'yi sevdi. Çocuklarının annesi olan Piraye için onlarca şiir yazdı ama biri çok sevildi.
O mavi gözlü bir devdi.
Minnacık bir kadın sevdi.
kadının hayali minnacık bir evdi.
   bahçesinde ebrulii 
         hanımeli 
                açan bir ev.

Hiç yorum yok: