16 Mayıs 2011 Pazartesi

BU NEYDİ ŞİMDİ ?


Sirkeci Garında trenin kalkma saatini bekliyoruz. Dışarıda trene binmek için koşturanlar, sigara içmek için toplananlar, tren saatini dışarıda bekleyenler var. Artık hava kararmak üzere. Bu kalabalığın içinde yirmili yaşlarda 3 genç etrafa aldırmadan habire birbirlerinin resmini çekiyorlar. Son zamanlarda gençlerin yeni oyuncağı olan Nikon fotoğraf makinesi var ellerinde. 

İkisinin üzerinde bellerinden düştü düşecek kotlar ve kareli oduncu gömlekleri var. Saçlar jöleli, kaşlar kesinlikle şekillendirilmiş. Ağız hafifçe açık haşin ve biraz da metroseksüel erkek havalarında  poz veriyorlar. Fotoğrafı  çekme işini diğer ikisinden daha farklı olarak kumaş pantolon, gömlek ve mont giyen üstlenmiş. Sürekli eliyle koluyla komutlar veriyor. Kendisini Nihat Odabaşı sanıyor muhtemelen. 

Her resmin ardından çektiklerine bakıp yorum yapıyor gülüyorlar. Trenden kendilerine bakan onlarca insan umurlarında değil. Güneşin çekildiği bir saat olmasına rağmen biri gözlüğünü hiç çıkartmıyor. İşportadan alındığı muhtemel Ray Ban gözlüğü ile çok Cool olduğunu düşünüyor. İki genç yan yana durmuş, uzaktan bir yeri göstererek poz veriyorlar. Poz verdikleri yerin hemen arkasında kocaman çirkin bir çöp bidonu var. Büyük ihtimalle resimde o bidon da görülüyor ama arka plan pek umurlarında değil. Oysa biraz daha ileriye gitseler sevimli ahşap banklar ve Sirkeci Garının etrafını çevreleyen oymalı demirlerle hoş bir manzara oluşturacaklar, farkında bile değiller.

Trenin hareket etmesine yakın gençler de hareketleniyor. Kendilerini seyredenlerin şaşkın bakışları altında trene bineceklerine tam aski istikamette giderek güle neşe garı terk ediyorlar.

Hiç yorum yok: