20 Haziran 2011 Pazartesi

ÖZÜR

 
Blog yazmaya başladığım zamandan bu yana yazdığım yazılara göre çeşitli yorumlar alıyorum. Yazılarla kendisini özdeşleştirenler, katkıda bulunanlar, beğenilerini yazanlar oluyor. Bazen de imla hatalarımı hatırlatan yorumlar alıyorum.
Ama hiç eleştirel bir yorum almadım; Diyordum ki geçtiğimiz günlerde zehir zemberek bir yorumla karşılaştım. Aslında kumanda panelimdeki ayarlardan onayım olmadan hiç bir yorumun yayınlanmasına izin vermeyebilirim. Böyle bir şey yapmayı düşünmüyorum. Saygı ve ahlak çerçevesi içinde herkes her şeyi yazsın istiyorum. Yapılan yorum canımı sıkıp üzmüş olsa da içten içe sevinmedim desem yalan olur. Yorumcu beyefendi veya hanımefendi hayatımın lay lay lom geçtiğini ve dünyayı istanbul'dan ibaret sandığımı düşünüyor. Bazı kişilere methiye düzerken birilerini harcadığımı ifade ediyor.
Hani kapıcı dizisi çevrilir kapıcılar odası isyan eder biz böylemiyiz diye, bir dizide kötü bir doktor gösterilir tabipler odası tepki verir, bir dizide kamyoncu adam öldürür kamyoncular birliği başkanı kınama yazısı yollar. Kimsenin damarına basmadan yazı yazdığımı düşünürken Kastamonu'lular hakkında küçük düşürücü yazı yazmışım diye tepki aldım iyi mi?
Bana tepki gösteren yazı sahibine özür dileyen bir cevap attım. Ne yapalım haklı olsun, mutlu olsun. Ama çok gariptir ki özür yazısından dolayı ben daha mutlu oldum.
Özür dilemenin sihirli bir gücü var. Aslında karşı tarafı değil sizi rahatlatıyor. 
Özür dilemekten çekinmeyin, sevdiklerinizden de sevmediklerinizden de özür dileyin. 
Bir şey kaybetmezsiniz.

Hiç yorum yok: