7 Mart 2011 Pazartesi

8 MART


Bugün 8 mart Dünya kadınlar Günü.
8 Mart 1857 yılında ABD'nin New York kentinde 40.000  işçi daha iyi çalışma koşulları için tekstil fabrikasında greve gitti.  Polis müdahale ederek işçileri fabrikaya kilitledi. Bu arada çıkan yangın sonucunda içeride kilitli kalanlardan çoğunluğu kadın 129 işçi yanarak can verdi. Ölen işçilerin cenazesine 100 bin kişi katıldı. 
1910 yılında Alman demokrat partisinden kadınlar 8 Mart'ı  Dünya kadınlar Günü olarak ilan etti. Birleşmiş Milletler 1977 yılında bu günü kabul etti fakat, Birleşmiş Milletlerin kendi sitelerindeki  tarihçelerinde bile ölen işçilerin anısına yapıldığı yazılmadı.

Bu gün dolayısı ile bir çok platformda kadınlar hakkında güzel demeçler, etkinlikler, yazılar, filmler olacak. 
İnanın hiç birine inanasım gelmiyor. 
Kadınca, Elele dergilerinin popüler olduğu yıllarda rahmetli Duygu Asena sayesinde kadınlar kendileri hakkında konuşmaya başlamışlardı. Kadınca dergisi okuyanlar feminist, feministler de "tu..kaka." kadınlardı. Liseyi yeni bitirmiştim. Kadın dergileri okuyor ama feminist olmaya çekiniyordum. O dönemler sonu "İst" ile biten oluşumların tehlikeli olduğu dönemlerdi. Benim feminislerin erkek düşmanı olmadığını fark ettiğim yıllarda erkekler de işe uyanmış; "Madem eşitiz yemek parasını paylaşalım, otobüste yerimi sana vermem, sana kapıyı açmamı bekleme." diyerek karşı atağa geçmişti. 
Ama çevremde değişen bir şey yoktu. Lütfiye teyze yine kocasından dayak yiyor, Emine oğlan kardeşinden izinsiz dışarıya çıkamıyordu. Hilal yenge çocuk doğuramadığı için kocasına komşu köyden kendi eliyle kuma getiriyordu. 

Aradan yaklaşık 30 yıl geçti.
Töre cinayetleri aynı hızla devam ediyor. Hala bazı aileler sadece kız diye çocuklarını okutmak istemiyor. Kocasının dövdüğü kadın devlete sığınıyor, devlet kadını kocaya geri veriyor. Bu sefer kadın kocası tarafından öldürülüyor. "Bana yar olmadın başkasına da yar olma" diyor erkek. Kanun namus cinayetine indirim yapıyor.
Dışarıda ayağı taşa takılan adam eve gelip karısını dövüyor. Bazı geceler komşumun çığlıklarını, kocasının bağırışlarını duyuyorum. 
Mecidiyeköy'ün ortasında polis karakolunun yanında, kızının saçlarından sürükleyerek götüren adamın görüntüsü günlerce gözümün önünden gitmedi.
Oğluna "Kızların sırasına girme" diyen babayı da unutmadım.
Sırf eşim ailesine mahcup olmasın diye oğlan çocuk adına, üç doğum yaptım.
..
Hala kutlayayanınız varsa,
8 Mart Dünya Kadınlar Gününüz kutlu olsun.

Hiç yorum yok: