29 Aralık 2010 Çarşamba

ÇAM AĞACI


Yılbaşında çam ağaçlarını niçin süslediklerini hiç düşündünüz mü?
Çam ağacının süslenmesi geleneği çeşitli hikayelerle anlatılıyor.
En eski hikayeye göre İsa'nın doğum gününde tüm canlılar bitkiler kendi çaplarında hediyeler getirmiş. Zeytin ağacı zeytin, hurma ağacı hurma , erik ağacı erik... 
Ama küçük çam ağacının vereceği bir hediyesi yokmuş. Diğer ağaçlar çam ağacını hor görmüşler. Melekler bu duruma üzülüp gökteki yıldızların ışıklarını  çam ağacının dallarına yansıtmış. Bebek İsa pırıl pırıl parlayan çam ağacını görünce gülmüş ve her yıl çam ağaçlarının ışık saçmasını istemiş.
Bu hikaye çocukça mı geldi,  tamam başka birini yazayım.

Almanya'da karlı bir Yılbaşı gecesi Kiliseden evine dönen Rahip Luther çam ağaçlarının arasından pırıl pırıl parlayan yıldızlardan çok etkilenmiş. Evde eşine ve çocuklarına gördüğü manzarayı anlatamayınca bahçeden kestiği çam ağacını salonun ortasına getirerek etrafını mumlarla süslemiş. Işıl ışıl süslenmiş çam ağacı ailenin o kadar hoşuna gitmiş ki bu her yıl devam edecek bir gelenek haline gelmiş.
Bu da mı olmadı. Alın size başka bir hikaye;

İngiltere Kraliçesi Victoria yılbaşı günü Prens Albert ile evlendiğinde Windsor şatosu çam ağaçları ile süslenmiş. Bu gelenek önce İngiltere'ye sonra da Amerika'ya yayılmış. 

Eee peki Yılbaşında neden hindi yeme geleneği çıkmış derseniz? 
Hristiyan aleminde 22 kasıma denk gelen Şükran Günü kutlamalarında Hindi kesilmesi adeti varmış.  Bu adet yılbaşı sofralarına da uyarlanmış. Yani yılbaşında hindi yemek gibi bir geleneğin hikayesi yok. Benim gibi hindi sevmeyenler afiyetle tavuk yiyebilirler.

Hiç yorum yok: