23 Nisan 2012 Pazartesi

YOLDA


Sabah erkenden yola çıktık, istikamet Sapanca.
Bizim gibi trafiği göz önüne alıp erkenden yola çıkanlarla birlikte yol alıyoruz. Köprüyü geçtikten sonra Otoyola girdik, trafik hiç azalmadı. 23 Nisan tatilini fırsat bilen herkes yollara düşmüş. Otoyoldaki tek benzin istasyonuna uğradık. Beyefendi tedariklidir ama bu sefer ihmal etmiş olmalı ki benzin alacağız. Benzin istasyonu da kalabalıktan nasibini almış. Neyse boş bir yer bulup pompalara yanaştık. Beyefendi görevliye ne kadar benzin alacağını söyledi ve dışarıya çıkmak için davrandı. Erkeklerin peşin parayla benzin alacaklarsa bile dışarıda bekleme gibi bir  eğilimi var diye düşünürken yan taraftaki diğer arabaya doğru baktım. Arabayı kullanan adam dışarıda, yanındaki kadın siyah gözlük takmış asık bir yüzle ileriye doğru bakıyor. O arabanın hemen paralelindeki başka bir pompada yine şoför yok, yan koltukta siyah gözlüklü asık yüzlü bir kadın bekliyor.

"Bu ne böyle cenazeye gider gibi asık yüzle ve siyah gözlüklerle sağda oturan kadınlar.." diye düşünürken sağda oturduğumu ve gözümde siyah gözlükler olduğunu hatırladım. Belki ben de onların tarafından suratsız görünüyor olabilirdim, ki gözlüklerim yüzümü kaplayacak kadar büyüktü. 
Gülmeye başladım. Beyefendiye o kadınları göstererek ne kadar benzeştiğimizi anlattım. Bunu söylerken neden bilemeyeceğim ama rahatsız olduğumu itiraf etmeliyim.
Beyefendi hemen arabaya girdi.
"Bari ben diğer adamlardan farklı olayım da dışarıda durmayayım." dedi. 
Gülüştük..
Benim de diğer kadınlardan farkım gülüyor olmamdı.
izmit'i geçip Maşukiye'ye  doğru gelince aniden iklim değişti. 
Dağlarında kar erimemiş, yeşilin binbir rengini görünce içim açıldı;  Mis gibi toprak kokusu geliyor burnuma.
Memleketime bahar gelmiş...



Hiç yorum yok: