19 Nisan 2012 Perşembe

FERZAN'IN MASALARI



Biraz geç de olsa nihayet Magnifica Presenta ( Şahane Misafir) filmine gittik. Koca salonda Nesrin'le ikimizden başka kimse yok diye düşünürken hoş bir tesadüf iki arkadaşımızda aynı seansa bilet almış. Dört kişiye özel gösterim yapılıyor gibi izledik filmi.
Ferzan Özpetek'in son olarak sinemada Serseri Mayınlar'ı, DVD'de Arka pencere filmini izlemiştim. ikisinde de masalar, yemekler, özellikle pastalar ön plandaydı. Bu filmde de başrol oyuncusu kruvasan fırınında çalışan, oyunculuk yapmak isteyen bir genç. Yine çok güzel bir masa hazırlanmıştı filmin bir yerinde. Filme girmeden Nesrin şöyle demişti. "Masa hazırlayanın ruh halini yansıtır." Belli ki Ferzan bu filmi en coşkulu bir ruh haliyle anlatıyordu.
Filmde her zamanki gibi eşcinsellik konusu insanın gözüne sokulmayacak şekilde verilmişti, ama kendini hissettiriyordu. 
Kendi adıma bolca dış mekanlar izleyeceğimi düşünmüştüm ama konu neredeyse bir odanın içinde geçiyordu. Filmin Roma'da geçtiğini anlamak için bir iki yerde Vespa motorbisiklet sahnesi vardı. 

Başrol oyuncusu hayallerdeki yakışıklı İtalyan erkeklerine benzemiyorsa da yanaklarını sıkıp, saçlarını karıştıracağınız cinsten sevimli bir gençti.
Sezen Aksu şarkıları filme o kadar güzel oturmuştu ki özellikle "Sude" şarkısının söylendiği sahnelerde hemen hiç bir konuşmanın geçmediği ve sadece şarkıya yer verildiği anlaşılıyordu.
"Ferzan Özpetek Cem Yılmaz'ı oynatmışsa matrak bir şey olmuştur." düşüncesiyle  izleyenler filmi beğenmemişler. "Cem Yılmaz bu filmde neden oynamış ki?" diyenler de var. Yönetmen bir röportajında şöyle diyor; "Bu film benim  Türkiye'de en çok gişe yapacağım, Cem Yılmaz'ın da en az gişe yapacağı film olacak."

Bu yorumu yapıyor fakat İtalya'da film gösterime girdikten sonra 3 günde 1 milyon 215 bin Euro hasılat yapmış. İtalya'nın Oscar'ı kabul edilen İtalya Sinema Akademisi ödüllerinde 8 dalda yarışacakmış. Hatta  Sezen Aksu'nun bu film için yazdığı "Gitmem daha" şarkısı yabancı müzik dalında aday olmuş. 
Şarkının adını duyunca bana bir şey hatırlattı. Hadi bir ipucu vereyim, şarkının adını tersten okuyun. "Davos" desem, "one minute" desem...
Her neyse şarkı gerçekten çok güzel, film bittiğinde yanda filme katkısı olanların isimleri yazılırken kalkıp gidemiyorsunuz. Biz de şarkıyı sonuna kadar dinledik. O sırada ışıklar yanmıştı. Salonu temizleyecek görevli elinde fırçası, bezi ile sahnenin tam dibinden çıktı. Zaten koca salonda 4 kadın varız. "Bunlar daha ne bekliyorlar." gibisinden o da bizi seyretti. 
Film bitmeden salondan ayrılmayı seven millet olarak öyle son yazıları okumak adetimizde yoktur ya, adam kızmasın diye yavaştan çıkmaya davrandık. Biraz ağırdan aldık ki şarkının sonu gelsin.
Henüz "Şahane Misafir" filmine gitmediyseniz gidin. Ferzan'ın masalarını görmeye, Sezen Aksu'nun şarkılarını dinlemeye değer.

1 yorum:

kisakahvemolas dedi ki...

Her zaman süper duyguları yansıtır Ferzan Özpetek filmlerde. Yemekler, eşcinsellik, arkadaşlık sanki tüm filmlerde tekrar ediyor gibi gelse de, bir yönetmenin tarzının olması önemli galiba. Bir filmden ilk kez bir kesit izlemek yeter "bu Ferzan Özpetek filmi" demek için. sahnede onu hiç görmediğimiz halde, onun duygularını havada hissetmemiz güzel... İyi oldu yazınızı görmek, son filmini hala izlemedim ama kısa zamanda görmek istiyorum...