1 Şubat 2011 Salı

HERHANGİ BİR GÜN


Teşvikiye camiinin hemen yanı demişti görüşmeye gideceğim kişi. Arabayı park ettiğim yerden çıkarken şimdiden geç kaldığımı düşünüyordum. Telaşlı adımlarla  caminin yanından geçerken avludaki kalabalığı fark ettim.
Hoca sordu;
"Merhumeyi nasıl bilirdiniz?
"İyi bilirdik."
Önce gitmem gereken binaya sonra da caminin bahçesindeki kalabalığa baktım. Bahçeye doğru ilerledim. Musalla taşında bir tabut üzerinde yeşil örtü, baş ucunda gri bir tülbent duruyordu. tülbendin kenarları pembe oyalı.
Ölen ya yaşlıydı ya da seveni azdı diye geçirdim içimden. On beş bilemedin 20 kişi vardı yoktu. Bazıları cenaze namazından sonra ayrıldıklarına göre  tesadüfen o anda ikindi namazına gelenlerdi.

Merhumeyi nasıl bilirdiniz? diye sorulduğunda "İyi bilirdik" demişler ama belli ki öleni hiç tanımamışlardı. Ağlayan da yoktu, üzülme belirtisi gösteren de. Gençten iki kişi tabuta davrandı, iki isteksiz adam da onlara eşlik etti, tabut cenaze arabasına yüklendi.
Tam kalbimin üzerine bir taş oturdu. Hiç tanımadığım, yaşını bile tahmin edemediğim bir kadının ardından dua okudum.
Bu kadar kayıtsız bir cenaze merasimi için sağlığında bu kadının ne yapmış olması lazımdı diye düşündüm. Çok yatmış da sevenlerini bezdirmiş olabilir miydi? Hiç evlenmemiş, dolayısı ile çocuk çoluğu olmamış yaşlı teyze veya halamıydı? Sağlığında  gelinlerine çok çektirmiş huysuz kaynanamıydı?
Teşvikiye camiinin avlusunda bunları düşünürken telaşla avluya gelen genç bir kadın etrafına bakındı, saatine baktı. Birbirimize bir süre öylece baktık. Merhumun bir yakını olduğumu düşünüyor olabilirdi ama bir şey sormadı, ağır adımlarla geri döndü, üzgündü.
Biraz önce avludan ayrılan insanlardan daha üzgündü.

Genç kadının ardından ben de dışarıya caddeye çıktım. Bir süre önlü arkalı yürüdük. Kendi kendime senaryolar yazdım. "Camiye geldim ama yetişemedim." diyecekti muhtemelen birilerine. Kim bilir  merhumenin yetişmek istediği ne çok hayali vardı. Belki bir doğum günü, ya da torununun düğünü.
Gitmem gereken binaya gelmiştim. Dar merdivenlerden üçüncü kata çıktım. Zili çaldım, kapı açıldı...

2 yorum:

mustafa korkusuz dedi ki...

harika bir yazı çok beğendim nasıl temin edebilirimi...

selma dedi ki...

teşekkür ederim.(: