12 Şubat 2011 Cumartesi

WC

"

Sapanca'ya giden otobüsteyim.
Hava Şubat ayından beklenmeyecek kadar güzel ve bu sefer yolculukta yalnızım. Camdan dışarısını seyrediyorum. Bazı arabaları biz geçiyoruz, bazı arabalar yanımızdan hızla akıp gidiyor. Otoyoldaki bariyerlerin aralıklarını fark edemediğime  göre hızlı gidiyor olmalıyız.
Orta şeritte ilerlememize rağmen solumuzdan bir TIR'ın geldiğini hayretle görüyorum. Koskocaman  TIR sol şeritte geliyor.  "Şahin görünümlü Doğan" İlanlarına rastlarız bazen gazetelerde. Sanırım bu da TIR görünümlü Ferrari. Ya da şoför kendini öyle zannediyor. Romörkünün üzerinde iki adet portatif tuvalet var. Üzerlerinde WC yazıyor. Türkçe anlamı Su Dolabı.

Aklıma memleketimden WC manzaraları geliyor. 4 ülke bir sürü yabancı şehir gezdim bizim ülkemizdeki kadar pis tuvaletlere rastlamadım. Temizliğin imandan geldiğini söyleyen bir toplumun umumi tuvaletleri girilecek gibi değildir. Bozuk musluklar, akan sular, etrafı tuvalet kağıtları saçılmış çöpler, üstelik almadığımız bir hizmetin karşılığını isteyen tuvalet görevlileri.
Eskiden Almanya'dan gelenlerin Almanya hakkında en çok konuştuğu konu oranın tuvaletleriydi. Bizde yeni yeni  görülen klozet gurbetçiler için yüzyılın icadı olarak anlatılırdı. O yüzden olsa gerek klozete "Alafranga" diyoruz. Yani bizim için klozet hala alafranga.
Ama umumi tuvaletlerde Alafranga'ya alışamadık. Yollardaki mola yerlerinde klozetlerin üzerindeki ayak izlerini görünce bizden başka herkes pistir mantığı ile klozetin üzerine tüneyip işini gören insanların olduğunu dehşetle fark ettim. Bir sohbet sırasında bunu anlatınca bazılarının gururla "Aa ben de öyle yapıyorum" dediğine şahit oldum. Ben işimi göreyim benden sonra ne olursa olsun.

İstanbul'da en lüks otellerde bile temizlik görevlilerinin çok dikkat etmesine rağmen sizden önce girenin bıraktığı tuvalete gönül rahatlığı ile girme ihtimaliniz az.
Londra'da Harrods mağazasının tuvaleti New York'taki dünyaca ünlü Waldorf Astoria oteli de dahil olmak üzere şimdiye kadar gittiğim en güzel tuvaletti. Girişte kocaman bir salon var. Ortada mermerden bir masa üzerinde büyük bir vazoda her gün değiştiği söylenen mevsim çiçekleri. Bir duvar boydan boya ayna ve önünde onlarca farklı markalarda parfüm şişesi. Tuvaletler en şişman insanın bile rahatlıkla girebileceği boyutta pırıl pırıl. Sabunlar iki çeşit. İsterseniz duvarda duran likit sabunları isterseniz de tek kullanımlık sabunları tercih edebilirsiniz.
Ve bu hizmet için herhangi bir ücret ödemiyorsunuz.
Bir süre önce Ankara'ya giderken mola verdiğimiz yerde çok garip bir uygulamaya rast geldim. Tuvaletlerin bir kısmında "Tamirde" yazıları vardı. Görevli kadına aynı anda 5-6 tane tamir nasıl olur diye sorunca şu cevabı verdi.
- Klozetleri söküp yerine alaturka tuvaletleri koyacağız.
- Neden, dedim. Alaturka tuvaletleri kullanmak hem zor, hem de etrafa sıçradığı için hijyen değil. 
- Evet ama gelenler  artık bunu istiyor. Mecliste bile tuvaletler artık böyleymiş.
...




Hiç yorum yok: