30 Temmuz 2010 Cuma

TİMSAH GÖZYAŞLARI


4 Yıl önceydi.
Büyük kızım " Sana bir profil oluşturalım." dediğinde;
" Aman yandan olmasın. Burnum güzel değil." dediğimi hatırlıyorum.
" Yok öyle değil. Facebook'a gireceksin."
"Anne facebook'da ne işin var." Grubuna katılmak için beni facebook'a kayıt etti. Önce kayıt edecek, sonra da ne işin var diyecek iyi mi?
- Senin yüzünden girdim. diye sürekli yüzüne vurdum.
Çoluk çocuğun eğlence mekanı olarak düşündüğün siteye yoğun çalışma tempom içinde bakmak fırsatı bulamıyordum.
O zamanki iş ortağım, daimi dostum ve sevgili arkadaşım Neslihan ile boş bir günümüzde arkadaşlarımızı aradık.
Geçen 4 yıl boyunca görüşmediğim okul ve iş arkadaşlarımla, eski komşularımla, uzak akrabalarımla merhabalaşma fırsatım oldu.
Bazı arkadaşlarımın hala bekar olduğunu, başka bir arkadaşımın boyunca yeğeni olup onu evlendirdiğini, bir başkasının eşinden boşanıp" Yaşasın Özgürlük." dediğini görüyor, haber alıyorum.
Sanal alemde oturduğun yerden gerçek hayatlarda neler olduğunu öğrenme fırsatı doğdu herkese bu sayede.

Arkadaşımın Psikoterapist olan oğlu Çağatay Öztürk; Bir TV kanalında Özel hayatlarını paylaşım sitelerinde en ince ayrıntısına kadar sergileyenleri  Teşhirci, Onları izleyenleri de Röntgenci olarak yorumlamış. Sanatçılar, köşe yazarları hak verenler ve vermeyenler olarak ikiye ayrılmıştı.
Bakıyorum da yaşları 15-16 arasındaki kızlar bikinili, makyajlı, garip pozlarda resimlerini paylaşıyorlar bu sitelerde.
Çağatay Öztürk'e hak vermemek elde değil.
Dünyada Facebook'u en çok kullanan ülkeler arasında üst sıralarda olduğumuza göre büyük, küçük Teşhirciliğe ve Röntgenciliğe pek meraklı olduğumuz da ortaya çıkıyor.
Yani bir çok şeyde olduğu gibi paylaşımda da amacından sapmışız.

Kızlarım araştırmacı bir ruhla Uğur Dündar'a rakip olmayı düşünüyorlar herhalde. Şimdi de Kuş Cıvıltısı olarak tabir edilen Twitter'a ilgi göstermeye başladılar.
Twitter facebook'dan farklı olarak bir çeşit anlık ileti gibi bir paylaşım sitesi.
Cumhurbaşkanımız kendisine yöneltilen eleştirileri basın sözcüsü kanalıyla değil de Twitter aracılığı ile bizzat kendi cevaplıyor. Zaman zaman içini döküyor.
Yeni yetme mankenler " Şimdi duşa giriyorum" gibi abuk bir bildirim paylaşıyor.
Bir köşe yazarı, hoşlanmadığı başka bir köşe yazarını, yazılarına ters düşen bir mekanda yakaladığını gammazlıyor.
Eski bir gazete patronunun gazeteci eşi,  gazetede kendisine verilen yer az olsa gerek sürekli yazacak bir şeyler buluyor.
ABD başkanı tatil için gideceği yeri paylaşıyor.
Amerikalı aktör kendisinden yaşça büyük sinema sanatçısı eşinin popo resmini çekmiş paylaşıyor.
Yüz Kitabı...Kuş Cıvıltısı..
Bekliyorum sonunda birbirimizi yiyeceğiz ve "Timsah Gözyaşları" diye bir paylaşım sitemiz olacak.

Hiç yorum yok: