26 Temmuz 2010 Pazartesi

DÖNÜŞ YOLU AZAP DOLU


Armutlu'dan dönmek için feribota biniyorum. Arkadaşım el sallıyor."Yine gel" diyor..
Feribotun etrafında onlarca mayolu çocuk yolcuların arasından ıslak şortlarla koşuyorlar. Daha ne olduğunu anlamadan Feribotun güvertesinden denize atlıyorlar.
Yolculardan biri birkaç gün önce buradan atlayan bir çocuğun kayalara çarpıp ağır yaralandığını söylüyor.
Bunların Ebeveynleri yok mu diye düşünürken, 8-10 yaşlarındaki bir oğlan çocuğu kıyıdaki annesine sesleniyor;
"Anne bak nasıl atlıyorum."
Acaba çocuklarım için çok mu koruyucu davranıyorum? demekten kendimi alamadım.

İDO'nun Feribotu konforlu, klimalı, tertemiz. 
Tek başına seyahat eden bir çok yolcu gibi ben de" İnşallah yanıma ağlayan bir çocuk düşmez" diye temenni ederken, Tesadüf Melekleri gülüyorlardı herhalde.
Kucaklarında bir yaşlarında bir kız çocuğu ile genç bir çift yanıma oturdu. Daha Feribot hareket etmeden küçük kız elimdeki çantanın sapını çekiştirmeye başlamıştı bile.
Çocuğa ilgi gösterecek günümde değildim. Kadına hafifçe gülümseyerek başımı cama çevirdim. Bunun Türkçe karşılığı; " Tamam çocuk severim. Senin kızın da sevimli bir bebek ama ben bu durumu çok yaşadım. Sakin bir yolculuk yapmak istiyorum."
Anne ne dediğimi anlamış olsa da çocuk abaaa, naaanaa, buuu gibi kızlarımdan bildiğim kelimeleri bıkmadan usanmadan tekrar etti. Susadı ağladı. Sıkıldı ağladı. Uykusu geldi ağladı.
Yakın bir zaman önce Selahattin Duman'ın feribottaki çocuklar hakkında yazdığı yazıya hak verdim.

Salondaki çocuklar birbirleri ile telepati yoluyla anlaşıyor almalılar. Biri bağıra bağıra ağlıyor. Eminim sesin desibeli insan sağlığına zarar verecek yükseklikte. Bir süre sonra  "yeteeer" diye bağırmayı düşündüğünüzde susuyor. Tam "Oh be" diyecekken başka biri daha tiz bir sesle ağlamaya başlıyor.
Bu arada çocuklara sabır gösterirken, anneler ağlayanları susturmak için onlardan daha yüksek perdeden bağırarak sözüm ona çocukları sakinleştirmeye çalışıyorlar.
Annelerden biri 3 yaşlarındaki çocuğa şöyle diyor. 
" Sus yoksa teyze iğne yapacakmış."
İğne lafını duyan çocuğun çığlığını varın siz tahmin edin?
Çocuğa mı kızmalı anneye mi?
Çok merak ediyorum, böyle yolculuklarda yabancılar ne yapıyor?
Peki yabancı bir çocuğu ağlarken gördünüz mü?
..
Ben görmedim...

Hiç yorum yok: