27 Temmuz 2010 Salı

28 TEMMUZ


Albümleri karıştırıyorum.
Resimlerin çoğunda kızlarım bir pastanın başında mum üflüyorlar. Gülen yüzler.. Sevildiğinin farkında küçücük yürekler.
Yeni bir yaşa girmenin üzücü yanı kaç yaşında başlar?
Kaç yaşında yaşlanma hissi zuhur eder?
Temennilerin kifayetsiz kaldığı, üflediğimiz mumların bir seferde sönmediği yaşlar hangisidir?
Hangi yaşlarda "Ah yine geldi bu dayanılmaz vuslat" der, güler geçeriz.
Özlemle anılan gençlik yaşlarında sürpriz bir doğum günüdür arzu edilen?
Sonraki  yorgun yıllarımızda hiç hatırlanmayıp, geçip gitmesi beklenen.

Doğum günlerini hep sevdim ben..
Çünkü yaşamayı  sevdim..
Bilirdim ki üçüncü çocuğu istememiş annem.
Öylesine hesapsız kitapsız oluvermişim. 
Beklememiş kimse beni gelsin diye..
O yüzden sıkı sıkı sarılırım hayata..
Kırgınlıklar, hayal kırıkları, zorluklar, etkilemez beni.
Doğmaya karar verdiğimde olacaklar yazılmış kaderime.
...
Oysa bir doğum günümde kendimi alıp gitmek isterdim.
Sadece kendimi..
Varsın hatırlamasın kimse, ne gam..
Ilık bir yaz akşamında, başımın üzerinde gökyüzünden bir dam.
Toprak koksun içime çekeyim, yaprakların fısıltısını dinleyeyim, küçük bir kuş şarkı söylesin sadece benim bildiğim, sonra rüzgar sevdiklerimin  kokusunu getirsin çiçek tazeliğinde..
Ve..gözlerim kapansın uzanayım...
Belki mutluluktan diyebilirim, ama bir parça da gözyaşı damlasın yanaklarımdan aşağıya..
Uyuyayım... Varsın bir daha uyanmayayım.

3 yorum:

Adsız dedi ki...

arkadaşm iyiki doğdn iyiki varsn arkadaşmsn tüm sevdiklernle sağlklı mutlu huzur dolu yıllar dileğiyle dörtgöz teletabi

selma dedi ki...

sebgili dörtgöz teletabi,
seni tanıdığım için şanslıyım.
inşallah uzun yıllar dostlukla yaşayalım.

Adsız dedi ki...

aman zannedersin 100 yaşına girdin, böyle hüzünlü yazılar falan... annit korkma yaşlandığında ben sana haber vericem o zaman istediğin kadar acıklı şeyler yazabilirsin ama şimdi lütfen daha neşeli daha bugi! :)