29 Kasım 2010 Pazartesi

ATATÜRK'ÜN BIYIKLARI VE ZEKİ ÇOCUKLAR


"Benim çocuğum çok zeki ama çalışmıyor.Yoksa Müjgan'ın oğlundan daha iyi bir okulu kazanırdı."
Bu sözü mutlaka birilerinden duymuşsunuzdur. Bütün anne babaların gözünde çocukları Albert Einstein gibi zeki ama cevherini gösteremiyor. Einstein de ilkokulda çok tembel bir öğrenciymiş ya örnek  harika.
Yok ya!
Üç çocuk annesi olarak her kesimden ebeveyn  ile farklı dönemlerde bir şekilde bu sözlere rast geldim. Aile çevremde , arkadaş çevremde hep birileri kendi çocuğundan daha başarılı bir çocuk örneği gördüğünde çocuğunu savunmak için bu sözü söylüyor. Hep içimden şöyle demek istedim ama insanları kırmaktan çekindiğim için ses çıkartamadım. Şimdi toplu halde söylüyorum.
"Yahu madem çocuğun çok zeki, o zekası ile çalışmadan bir şey olamayacağını da bilmesi gerekmiyor mu?"

Ev işlerimdeki yardımcımın Amasya yakınlarında bir kasabada  yaşayan yeğeni, aldığı bir iki tane test kitaplarını çözdükten  sonra silip tekrar çözüyormuş. Önce Fen lisesini, sonra da Üniversite sınavlarında Tıp fakültesini kazanmış.
Sapanca'da yaşayan kuzenimin oğlu çok çalışırdı. Önce Sakarya birincisi, sonra da Üniversite sınavlarında ilk 300 kişi arasına girdi.
Arkadaşımın kızı düzenli çalışması ile normal bir Anadolu Lisesinden Türkiye 16'ıncısı olarak Üniversiteyi kazandı. Şimdi Harvard'da doktora yapıyor.
Ortanca kızımın sınıfında çalışkan sayılmayacak bir arkadaşı düzenli çalışarak İstanbul'un  en iyi özel okulunu kazandı.

"Benim çocuğum çok zeki, çalışsa her yeri kazanır."
Arkadaşımın "Kıymet" teyzesi vardı. Öz teyzesi değildi, bir şekilde tanışmışlar, teyze yeğen ilişkisi içinde görüşüyorlardı.
Kıymet teyzenin ağzından dinleyelim.
"Oğlum ile kaynımın oğlu Ali aynı yaştaydılar. Aynı apartmanda bitişik dairelerde oturduğumuz için aynı ilkokula başladılar. Oğlum eve gelip çalışırken ali dışarıda arkadaşları ile oynardı. Okulda aynı notları aldılar. Aynı dershaneye gidip Lise giriş sınavlarına hazırlandılar. Oğlum çok çalışarak, Ali hiç çalışmayarak Anadolu lisesini kazandı. Üniversite sınavlarında oğluma dershanenin haricinde hocalar tuttuk. Ali dershaneye bile doğru gitmedi. Oğlum İktisat fakültesini ucu ucuna kazanırken Ali tıp fakültesini kazandı."
İşte size zeki ama çalışmayan bir çocuğa örnek.
Sevgili ebeveynler kendimizi kandırmayalım.

Yengem oğlunun çok zeki bir çocuk olduğunu ama Sapanca Lisesinde harcandığını düşünüyor, takviye dersler almasını istiyordu.
Ben de işten kalan zamanlarımda  Türkçe dersleri veriyordum. Matematik dersini Sapanca Lisesinden bir hoca veriyordu. O yıllarda hocaların ders vermek için evlere geldiği olmazdı. Matematik hocası amcamın  ricasını kıramamıştı.
Türkçe sınavından bir gün önce kuzenime eş anlamlı ve zıt anlamlı kelimeleri   çalıştırıyorum. Ben ciddi ciddi anlatırken kuzenim  seslendi,
- Selma abla bir şey soracağım?
Konuyla ilgili bir şey soracak düşüncesiyle;
- Sor, dedim.
- Atatürk'ün bıyıkları varmıydı?
..
Kuzenim Ortaokuldan mezun olamadı.

2 yorum:

lalin.askin dedi ki...

Merhaba yengecim...Ben de kardeşimle ilgili bir anekdotu paylaşmak istedim:
Kardeşim ortaokula gidiyordu ve matematikten nefret ediyordu.Annem her matematik çalış dediğinde açardı bir matematik kitabını, birşeyler çözer, sonra gelir:
"Anne 50 soru çözdüm hepsi doğru" derdi ve ben bunu hayretle izlerdim.Yıl sonu kardeşimin biten eğitim-öğretim yılına ait kitaplarını, faydalanabilecek birilerine vermek amacıyla ayırırken, çözdüğünü söylediği matematik kitaplarına bir göz attım ki; bir de ne göreyim:Kitaplarda sadece kümelerle alakalı sorular çözülmüş,diğerlerine el sürülmemişti.Çok dikkatimi çekti.Akaşama kardeşime sebebini sorduğumuzda verdiği cevap beni dumur etti:
"Çünkü tek bildiğim konu kümelerdi.Diğerlerinden çözünce moralim bozuluyor diye ben de sadece bildiğim konudan çözdüm." ;))

Sevgiyle kalın...

Şölen

selma dedi ki...

sevgili şölen
paylaşımın için teşekkürler.