26 Eylül 2010 Pazar

TAVŞAN MI ÖRDEK Mİ?


Arkadaşım "Wittgenstein Tavşan- Ördeği" ile ilgili bir yazı yaz dedi.
Hint bülbülümüz mısırı yazdım ya sırada tavşan var herhalde deyip "la havle" çektim. Tamam muhtelif defalar hayvanlardan bahsetmiş olacağım ama nereden çıktı şimdi bu tavşan diye söylensem de "Merak senin adın kadındır." sözüne helal getirmemek için Vikipediye girdim.
İtiraf etmeliyim ki araştırmadan önce Wittgenstein tavşanını , Sivas kangalı, Arap atı, Van kedisi gibi bir şehrin veya yörenin tavşanı olarak düşünmüştüm. Yanılmışım.
"Ben biliyordum" diyenleriniz varsa tebrik ederim. 
Ben bilmiyordum.
Wittgenstein bir isim.
Bakalım kimmiş!
Ludwig Wittgenstein 20. yüzyılın en önemli filozoflarından biriymiş. Modern felsefeye önemli katkılarda bulunmuş.
Viyana'da zengin bir fabrikatörün oğlu olarak dünyaya gelmiş. Viyana'nı en zengin ailelerinden olan babası 8 çocuğuna da paranın alabileceği en güzel olanakları sunmuş. Çocuklar çok yetenekli olmalarına rağmen üç kardeşi çeşitli sebeplerle intihar etmiş.
1. Dünya savaşında İtalya'da esir düşmüş.
Viyana'ya döndüğünde öğretmenlik yapmış.
Bir öğrenciyi tokatladığı için istifaya zorlanmış.
Cambridge'de felsefe profesörlüğü yapmış.
Kanser olduğunu anladığında hastaneye gitmeyi reddetmiş.
"Felsefedeki amacın ne?" diye soranlara; "
Bir sineğe sinek kavanozundan çıkış yolunu göstermek." diye yanıtlamış.
Yazı bitti Wittgenstein tavşan- ördeğini yazamadığımı fark ettim.
Tavşana da ördeğe de benzeyen bir resimde tavşan görmek istiyorsak tavşanı ördek görmek istiyorsak ördeği görüyormuşuz. 
Hayata bakışımız bizim görmek istediğimiz çerçeveden gerçekleşiyormuş.
Yani insan neyi görmek istiyorsa onu görüyor.
Sizi bilmem ama ben yukarıdaki resimde tavşan görüyorum.
Eee ne olacak şimdi?


Hiç yorum yok: