11 Nisan 2011 Pazartesi

TOPKAPI


Aman allahım tam 30 sene geçmiş aradan. Ablam yeni evlenmişti. Ben liseyi bitirmiş, daktilo, muhasebe gibi bilumum kurslara devam ediyordum.
Eniştem, ablam ve ben İstanbul'a müzeleri ve tarihi yerleri görmeye gelmiştik. Topkapı, Dolmabahçe, Yerebatan, Sultanahmet, dolaşmıştık. O günden aklımda kalan Kaşıkçı Elmasının ihtişamı, Padişahların kaftanlarının güzelliğiydi.
24  yıl önce İstanbul'a yerleştiğim halde bu geziyi bir daha yapmak nasıp olmadı.
Ablam ziyaretime geldiğinde iki kardeş atladık otobüse Topkapı sarayına gittik. 
Fiyatlar kişi başı 20 lira. Öğrenciye ücretsiz.

Muhteşem Yüzyıl dizisinden sonra Topkapı Müzesine ilginin arttığı söyleniyor. Fakat müzeyi gezenler ekseriyetle yabancılar. Özellikler Ruslar kafile halinde rehber eşliğinde dolaşıyorlar. Bu tür yerleri gezerken bir rehberle gezmenin daha eğitici olduğunu düşündüğümden rehbere yaklaşıyorum ama kadının rusça konuştuğunu anlayınca bende jeton düşüyor. Rus turistlere türkçe konuşacak hali yoktu ya.
600 yıllık Osmanlı tarihinde 400 yıl devletin idare merkezi olarak kullanılan saray, Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılmış.

Biletlerimizi verdik ve iç avluya geçtik. Asırlık çınar ağaçlarının arasından ilerlerken bahçe işleriyle ilgilenen iki üç işçi birbirleriyle güreş yaparcasına şakalaşıyordu. Yaşları emekliliğe yaklaşmış iki adamın ense tokat şakalaşması sadece bizim değil turistlerin de dikkatini çekmiş hayretle izliyorlardı. Bakışların kendilerine çevrildiğini anlayan işçiler işi abartarak birbirlerini çimlere atmaya çalıştılar. Topkapı Sarayının yanında Edirne Yağlı güreşleri de turistlere bonus olarak sunuldu.
Bazen bir başkasının yaptığı şey sizi utandırır da izlemek istemezsiniz ya aynı böyle bir durumda oradan uzaklaştık. 
Kaşıkçı elması geçen yıllar içinde küçülmüş mü ne?
Padişahlar kısa boylu ve şişmanmış sanki!

Padişah portrelerinin bulunduğu salonda ablamla aynı şeyi düşünüyoruz. Kara yağız padişahlarımız, sarışın beyaz tenli padişahlardan daha az.
Ablam hemen yorum yapıyor. "Tabi sarışın beyaz tenli olacaklar, çoğunun annesi Rus'du."
Bir müzeye para verip giriyorsunuz sonra tekrar para verip başka bir bölüme girmenin anlamsızlığına ne demeli?
Harem dairesine girmek için tekrar bilet alıp 15 lira vermemiz gerekiyormuş. Sanırsanız haremde pembe yanaklı, boy boy cariyeler karşılayacak sizi. Hem beni cariyeler karşılasa ne yapacağım. Hiç ilgimi çekmez.

Kutsal emanetlerin sergilendiği bölüm yerli yabancı bir çok ziyaretçi gibi bizim de ilgimizi çekti. Özellikle Kabe'nin anahtarları olduğu söylenen anahtarları görünce ablam "Bu anahtarları bize iyilikle vermemişlerdir. Kapıyı da götürdüğümüze göre vardır bunda bir iş." diyerek yorumda bulundu. 
Topkapı Sarayından çıktık.
Ayağımda beyefendinin hediyesi spor ayakkabılar, iki aydır haftanın 5 günü yürüyorum, sözde antrenmanlıyım. Eve dönelim dese ikiletmeyeceğim.
Ablam; Şimdi nereye gidiyoruz? diyor.
Bu kadının enerjisine yetişmek mümkün değil. 





Hiç yorum yok: