22 Nisan 2011 Cuma

DÜNYA GÜNÜ


Sabah google'da pastel renklerle bezenmiş dereler, dağlar görünce bahar dolayısı ile logo değişmiş diye düşünürken manzaranın üzerine tıklayınca "Dünya Günü" yazdı.
Vikipedi'nin dediklerine bakılırsa ilk kez 1969 yılında UNESCO tarafından dünyanın karşı karşıya kaldığı çevresel tehditlere dikkat çekmek amacıyla kurulmuş.
Çevre, doğanın dengesi deyince birinci sırada aklıma Temel fıkrası gelir.
Temel ormanda ağaç keserken çevreciler tarafından "Doğanın dengesini bozduğu" gerekçesiyle bir güzel dövülmüş. Ağzı burnu kan içinde kahvenin önünden geçerken sormuşlar;
- Ula temel bu ne hal?
- Ne bileyum uşağum. Doğan'un yengesini bozmuşum. Ben ne Doğan'i tanirum ne de yengesini.

Üzerinde eski kırmızı süveteri ile Tema Vakfı Başkanı Hayrettin Karaca bu konuda ikinci sıradadır. Erozyonla mücadelede onun adını sıkça duyarız.
Yıllardır kendisini doğaya ve çevreye adadığı halde son dönemde televizyon programından dolayı daha çok bilinir olduğunu düşünüyorum. 87 yaşındaki Hayrettin Karaca, 93 yaşındaki Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ, Aydın Boysan ile birlikte sundukları "Giderayak" isimli programlarının adı konusunda "Hınzırlık olsun diye ortaya attım." diyecek kadar da çocuk ruhlular.
Hayrettin Karaca'nın Dünya raporu tespitleri;
Dünyada yıllık parfüme harcanan para 25 milyar dolar. Okuma yazma için yapılması gereken ek kaynak  yıllık 5 milyar dolar.
Avrupa'da dondurmaya harcanan para bir yıllık 11 milyar dolar. Her çocuğun aşılanması için gerekli miktar 1.3 milyar dolar.
Deniz seyahatine harcanan para 14 milyar dolar. Dünyada temiz suyun herkese sağlanması için gerekli para 10 milyar dolar.
Avrupa ve Amerika'da evde beslenen hayvanların mamaları  için harcanan para 17 milyar dolar. Dünyada açlığın ve yetersiz beslenmenin sona erdirilmesi için yeterli para 19 milyon dolar.

Gündemde seçim, vetolar, güneydoğuda olaylar, varken Dünya Günü küçük bir haber olarak gazetelerin iç sayfalarında yer alacaktır.
Bizler çöplerimizi kağıt, cam, çöp olarak ayırmamaya devam edeceğiz, sprey kullanacağız, suyu hiç bitmeyecekmiş gibi akıtacağız, çevreyi kirleteceğiz. Sonra da yazın aşırı sıcakları görünce, sellerle uyanınca  "Ben ne Doğan'ı tanırım ne de yengesini." diyeceğiz.
Bu arada tencere dibin kara seninki benden kara misali Amerika'da da durum bizden farklı değil. 1990 yılında New york Central Park'ta yapılan Dünya Günü kutlamalarına katılanların geride bıraktığı çöp 100 tonmuş.

Hiç yorum yok: