24 Ağustos 2010 Salı

ÜÇ NESİL VE YOLCULUK


Kızım, annem ile bir yerlere gitmekten büyük keyif alsam da en son üç yıl önce birlikte bir şeyler yapmışız.
Daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi annem köyde yetişmiş bir kadın olarak çok sıra dışı olduğu için, onunla yolculuk da dahil olmak üzere her ortamdan zevk alabiliyorum.
Biraz iş, biraz da abla ziyareti dolayısı ile annem ve büyük kızımla birlikte Ankara'ya gideceğiz.

Bu üçlü ve iki küçük kızımla, en son 5 yıl önce Ankara Kızılcahamam'a  kaplıcaya gitmiştik.
Annem bukalemun gibi bir kadın. Hemen her yere uyum sağlayabiliyor.
Kaldığımız kaplıca oteli Dönemin Bakan ve Milletvekillerinin rağbet ettikleri hoş bir yerdi.
Sapanca'nın Yanık Köyünde doğmuş, Sapanca'da yaşlanmış bir kadın olarak hiç bir yabancılık hissetmedi. Sanki Her gün Bakanları, milletvekillerini görüyormuş gibi kayıtsızdı,  onlara bakmadı bile. Bu onları tanımadığından değil, oraya dinlenmeye gelmiş insanları bakışları ile rahatsız edenlerden olmamak içindi.
Sadece Merhum cumhurbaşkanımızın oğlunu görünce "Babasına ne kadar da benziyor" diye yorum yaptı.
Benim hatırıma masaj yaptırmış, çok canı yanmasına rağmen gıkı çıkmamıştı.
Akşam yatarken sırtındaki kızarıklıkları görünce çok üzüldüm.
- Madem canın yandı masajı neden yarım bıraktırmadın, dediğimde verdiği cevabı hiç unutmadım.
- Dünya kadar para verdik. Yarım bırakmak olmaz.

Annem ve kızlarımla başka bir kaplıca gezimiz Afyon'a olmuştu.
Yolda ayaklarımı sarkıtmaktan bende " Huzursuz Ayak Sendromu olmuştu."
Ayağımdaki huzursuzluğu unutayım diye yol boyunca beni konuşmaya tuttu, komik şeyler anlattı. 
Tıpkı bir çocuğu oyalar gibi 40 yaşındaki beni oyaladı.
Kaplıca'da  Akşamları yürüyüş yapma teklifimi hiç geri çevirmedi. O sıralar 70'ine yaklaşıyordu.
Akşamları küçük kızımla pişti oynar, çocuklar gibi tartışırlardı.
Sonra da bana döner "Parayla oynamıyoruz. Bu oyun kumara giriyor mu? Bu yaşta günaha girmeyeyim." derdi.

En son Eşimi kaybettiğim senenin yılbaşında Bursa'da bir kaplıca oteline gittik yine kızlarım ve annem.
Kötü günlerdi. 
Ama bazı insanlar vardır ya hani?
Bittiğinizi hissettiğinizde silkeleyip sizi o mahmurluktan kurtarır.
İşte öyledir annem.
Çok iltifat etmez
En çok eleştiriyi ondan alırım.
Ama gözlerinin içinde kayıtsız şartsız sevgisini hissederim.
O bana yeter.
..
Keyifli olmayacağını düşündüğüm Ankara gezisi annemin sayesinde hoş olacak hissediyorum.

Hiç yorum yok: