23 Ağustos 2010 Pazartesi

DEYİM AMA NE DEYİM


Akşam yürüyüşleri yapıyorum.
Yanından geçtiğim evden adamın sesi duyuluyor. 
" Burası dingonun ağırı mı? Biriniz giriyor biriniz çıkıyorsunuz. Çağır abini geri, bir yere çıkmıyorsunuz."
Belli ki baba çocuklarına bağırıyor.
Çocuklar;
" Babam beni anlamıyor" tarzında odalarına girip kapıyı sertçe kapamışlardır.
O akşam evde soğuk rüzgarlar esmiştir. 
Anne ara buluculuk yapayım diye kendini paralamıştır.
Evden uzaklaştıkça sesler azaldı.
Ben babanın "Dingonun ağırı" sözüne takıldım.
Çok sık kullanılan bir söz ve pek çoğumuz da hikayesini bilmeyiz.


Eskiden Tramvayları atlar çekermiş. İki at Şişhane yokuşunda yorulur, Fransız konsolosluğunun bulunduğu yere gelindiğinde atlar Dingo adındaki Rum vatandaşın işlettiği ağıra götürülürmüş. Oradan başka atlar alınır ve yorulan atlar  dinlendirilirmiş. Gün boyu atların giriş çıkışlarından dolayı Dingo'nun ağırı kalabalık ve kargaşalı olurmuş. 
Zamanla dilimizde giren çıkan belli değil anlamında kullanılmaya başlamış.
Gemileri yakmak
Sezar işgal edeceği ülkelere gemilerle gider. Ordular gemiden çıktığında da gemileri yakarmış. "Bundan sonra ya savaşı kazanırsınız ya da burada esir düşersiniz, sizi geri götürecek gemi yandı" diyerek askerlerinin savaşı kazanmalarını sağlarmış.

Bu iş inada bindi
Adam hiç namaz kılmıyormuş. Bir ramazan vakti arkadaşı;
- Yahu hiç olmazsa bu mübarek ramazanda iki rekat namaz kıl. diyerek ısrar edince onu kıramamış.
Teravih namazına durmuş. Bir rekat, iki rekat, üç rekat, dört rekat derken bakmış namaz bitmiyor; dışarıda onu bekleyen oğluna seslenmiş;
-Oğul sen eve git bu iş inada bindi.

Şirazesinden çıktı
Ciltli kitaplarda iki uçta  kitabı kapağa bağlayan ipli bir kısım vardır. Bu ipe şiraze denir. Şiraze yerinden çıkarsa kitap dağılır. Bu yüzden dağılan bozulan şeylere "şirazesinden çıktı" denir.

Buyrun cenaze namazına
Dördüncü Murat içki ve tütün içenleri şiddetle cezalandırıyormuş.
Tebdili kıyafet içki satıldığı ihbarı aldığı kahveye gitmiş.
Kahveci 4. Muradı buyur etmiş ve sormuş.
- Baba erenler kahve içer misin?
- Evet.
Kahveci hemen kahveyi getirmiş  ve sormuş.
- Peki tütün içer misin?
4. Murat cevap vermiş.
- Hayır.
Kahveci işkillenmiş. Maden tütün içmiyor burada bu saatte ne işi var diye düşünmüş. Padişahın Tebdili kıyafet dolaştığını da duymuştur.Sormuş;
- Baba erenler ismini bağışlarmısın?
- Murat
- Peki isminde Sultan da var mı?
- Elbette. deyince kahvecinin eli ayağı titremiş ve;
- Öyleyse buyurun cenaze namazına. diyerek yere yığılmış.
Yerde baygın yatan kahvecinin durumu padişahı güldürmüş. Canını bağışlamış.









,

Hiç yorum yok: