4 Aralık 2011 Pazar

YGS VE LGS' YE GİRECEK ÇOCUKLAR VE EBEVEYNLERİ


Ortanca kızım Irmak'ı dershaneden aldım, eve dönüyoruz. Bugün girdiği deneme sınavından bahsediyor. 
"YGS sorularını çalışmışım ama LYS daha tam değil" dediğinde acıyarak yüzüne baktım. Oysa bir gün önce yolda giderken bir güzel fırça çekip, yeteri kadar çalışmadığını, böyle giderse doğru dürüst bir okula giremeyeceğini söylemiştim. Ufacık zayıf bir çocuk, gerçekten çocuk ve üzerinde bütün hayatını etkileyeceğini düşündüğümüz bir sınav yükü var. Gençler hayatlarının en güzel yıllarında önce orta öğretim için yapılan ve adı sürekli değişen, OKS, SBS sınavlarına, sonra bizim zamanımızda ÖSS olan şimdilerde YGS - LYS denilen sınavlarda yaşıtlarıyla yarış halindeler. 

Ortanca kızım bir gayret test çözmeye çalışırken arkadaşlarının anne ve babaları hakkında da yorumlar yapıyor. 
... annesi sınav öncesinde kızına "Güzel kızım inşallah sınavın iyi geçer." diye mesaj çekiyormuş. 
Evde onun istediği yemekler yapılıyor, o çalışırken  televizyon  izlenmiyor, bütün aile sessiz duruyorlarmış.
Üzerime alınıyorum, bozuluyorum. Zaten kızımın da amacı bu galiba. Ben de karşı atağa geçip;
"Arkadaşının puanları o kadar iyi değil demiştin. Ters tepki vermiş demek ki."
Bu çocuğun hangi okulu kazanacağını merakla beklemiyor değilim.
Anneyi de tenha bir yerde görsem bir güzel benzeteceğim.
Çocuğu üniversite sınavına hazırlanan ebeveynlerde genellikle anneler daha etkin bir rol oynuyor çocuk üzerinde. Babaların etkisi işin parasal boyutunda.
"Bu yıl sınavı kazanamazsan gelecek yıl dershaneye falan yollamam haberin olsun."
"Özel bir okulda okuyacağını sanıyorsan yanılıyorsun, dört yıl boyunca okul parası vereceğime ev alırım o parayla daha iyi." 
 "Dershane ve özel hoca parasıyla arabamı yenilerdim" diyen babaların yanında annelerin tepkileri daha duygusal.

"Müjgan'ın kızı dershanede birinci olmuş, sen ilk üçe giremedin."
"Oğlum Tıp Fakültesini kazandı demek istiyorum"
"Bir yeri kazanamzsan kalpten giderim valla." diyen anneler çoğunluktadır.
Ama annelerin ve babaların ortak kullandığı bir dil vardır ki anne olmama rağmen sinir oluyorum.
"Biz yapamadık, o yapsın."
- Sen yapsaydın o zaman. 
Her anne gibi kızımın iyi bir okula girmesini istiyorum tabi ama en çok istediğim şey biraz klasik olacak ama onun mutlu olacağı bir işi yapması. 
Çevremde sırf ailesi istedi diye istemediği bölümlerde okuyan, bu yüzden mutsuz okudukları dalda çalışmak istemeyen çocuklar biliyorum.
Yol boyunca derslerden, sınıfından, hocalardan konuştuk. Mutfağa girip yemek hazırladım, hep birlikte yedik. 
Baktım bilgisayara uzanıyor hemen seslendim.
"Sadece bir saat.. Sonra doğru çalışmaya" 






1 yorum:

Eymen Erdoğan dedi ki...

Selma teyze, YGS ve LYS hakkındaki yazınıza hayran kaldım açıkçası. Bu sınav stresinden yeni kurtulan bir kurban olarak hislerimizi çok güzel anlatmışsınız. Irmak, sizin gibi bir anneye sahip olduğu için şanslı olduğunu düşünüyorum. İnanıyorum ki Irmak sene sonunda kazanacağı üniversiteyle sizi gururlandıracaktır.