20 Ekim 2010 Çarşamba

SİGARAMIN DUMANINA SARSAM SAKLASAM SENİ


Sabah saat 8.30 karşı apartmanda bir kadın. Balkona çıkmış. Üşüyor besbelli balkonun duvarına dayanmış, büzülmüş. Elindeki sigaradan derin nefesler çekiyor. Balkonda sigara içmeye çalıştığına göre içeride birileri sigaradan rahatsız olmalı. Bir çocuk, eş veya büyükler. Seksenli yılların başında modern olmanın görüntülü hali elinde sigara olan, kısık gözlerle etrafı seyreden kadın ve erkeklerdi. Sonra bazı guruplarda bir kaç kez sigara deneyimimde anladım ki kısık gözle etrafa bakmak trend için değil, sigara dumanından gözleri korumak içinmiş.

Gençlik yıllarımda sigara özentim hiç olmadı.  Ablamın annem ile yaşadığı sigara savaşlarını gülerek izlemekle yetindim. Annem bir dedektif misali ablamın sakladığı sigaraları bulur, imha eder, babam da " Madem içiyorsun bu meredi bari iyisini iç." diyerek ablama  o zamanlar pek bulunmayan Marlboro sigaraları getirirdi. 
1990 yılında ilk kez kıbrıs'a gidiyoruz. Havaalanında kadınların ilgi gösterdiği, parfüm ve saatleri ile ünlü bir sigara markasının reklamı çok hoşuma gitmiş, rahmetli eşim de Free shop'tan iki karton sigara almıştı içmem için. O iki kartonu misafirlere ikram ettim, sigara içen arkadaşlarıma hediye ettim son bir kaç kutu da kurtlandı. Sigaraların uzun süre beklediği zaman kurtlandığına şahit oldum. Gelincik, Samsun, Bafra, Birinci, İkinci, Meltem, Harman, Hanımeli, Barış, Bahar gibi isimlerle satıldığına şahit oldum. Büyük babamın kocaman elleri ile incecik gelincik sigarasını tüttürürken, sigara ile eli arasındaki zıtlığı fark ettim.

Bazı insanların bir sigara için dilenci durumuna düştüklerine şahit oldum. Eliaçık pek çok kişinin sigara konusunda çok cimri olduğuna, kendisi almayıp etraftan isteyerek günde on tane sigara içene şahit oldum. Sigara içtiği için kendini diğer insanlardan daha üstün zanneden insanların varlığına şahit oldum.
Yıllar geçti, zaman değişti. Statü sembolü olan sigara itibardan düştü. İş görüşmelerinde sigara içenler tercih edilmez oldu, Sigara içen insanlar iradesi zayıf olarak algılandı. Kapalı mekanlarda, otobüslerde içmesi yasaklandı.
Evlerimizdeki tüller, örtüler sigara dumanından sararıp kokuyor diye değil, kirlendiği için yıkanır oldu.
Sigara içiyorum demek out,
Sigara içmiyorum demek in oldu.

Milattan önce 1000 yılında Maya'ların ağrılara iyi geldiği düşüncesiyle tütün çiğnemesi ve  tütün yapraklarını yakıp çıkan dumanı solumaları ile başlayan ve karşı apartmadaki kadının soğukta sigara içmesine kadar geçen süreçte sigara ile ilgili herkes kendi bildiğini okudu.
 Amerika kendi ülkesine sigara konusunda ciddi yaptırımlar uyguladı ama ellerindeki tütünleri satmak için atın üzerine sigara içen yakışıklı bir kovboyu oturttu. Öyle bir reklam yaptı ki; Az gelişmiş ülkelerin kısa boylu, pos bıyıklı erkekleri, ellerinde sigaralarla atının üzerinde batıya giden kovboy edası ile gözlerini kısarak sigarasından derin bir nefes çekerek Amerika'yı ne kadar düşündüğünü kanıtladı.
Sabah saat 9.00
Benim yazım bitti. Uzanıp bakıyorum. Balkondaki kadın ikinci sigarasını da bitirmek üzere.

4 yorum:

lalin.askin dedi ki...

İyi ki varsın yengecim...İyi ki yaşadıklarını, hissettiklerini ve düşündüklerini bizlerle paylaşarak, seni daha iyi tanıma ve seninle her an birşeyleri paylaşabilme mutluluğunu bizlerden esirgemiyorsun...Seni çok ama çok seviyorum...O narin parmak dokunuşlarınla, bizlere aktardığın ilmek ilmek örülmüş anıların ve güzelliğin hep bizimle olsun...1 fincan kahve ile yazılarını okumak ve seni yanı başımda hissetmek içimi coşturdu...Canımızsın...Muck...

selma dedi ki...

Sen ne güzel bir insansın..
iyi ki sizi tanıma mutluluğuna eriştim.
Annen ve sen hep hayatımda olun...
Sizleri seviyorum..

Adsız dedi ki...

aşkolsun SELMA o sigaraları kurtlandırırken hiçmi aklına gelmedim ben içerdim TÜLAY

selma dedi ki...

canım sana iyilik yaptım. sağlığını düşündüm desem..(: