29 Ekim 2010 Cuma

29 EKİM


Bugün Cumhuriyet'imizin 87'ci yılı.
Günlerdir televizyonda, gazetelerde günün anlam ve önemi hakkında yazılara programlara rastlıyoruz.
Bu gün Atatürk'le ilgili yazılmış anılardan sevdiğim birkaçını yazmak istiyorum.
....
 İtalyan Büyükelçisi, Atatürk ile görüşmek ister.  O zamanın muhtelif ekonomik-siyasi konuları hakkında konuşulduktan sonra, Büyükelçi :
-Ekselans, dün Roma ile yapmış olduğum bir görüşmede hükümetimizin Hatay'i almak istediği kararını size iletmem söylendi" der.  
Odada buz gibi bir hava eser. Ata, büyükelçiye bir şeyler daha ikram eder ve iki dakikalığına  odadan ayrılır.  Döndüğünde ayağında çizmeleri, üzerinde mareşal üniforması, belinde tabancası vardır. Doğruca masasına gider, manyetolu telefondan Mareşal Fevzi Çakmak'ın bağlanmasını ister ve Çakmak'a;
- Paşa, İtalyan dostlarımız Hatay'a gelmek istiyorlarmış. Hazır miyiz?
Fevzi Çakmak durumu anlar ve "Biz hazırız Paşam" diye yanıtlar...
Ata, Büyükelçiye döner ve: "Biz hazırmışız. Hükümetinize söyleyin, ne zaman  isterlerse gelip Hatay'i alabilirler" 

Bir gezisinde, Kolordu binasının kapısında yapılı bir Mehmetçik gördü. Çağırdı ve güler yüzle sordu:
- Sen güreş bilir misin?
Yanındakilerden en kuvvetli görünenlerle Mehmetçiği güreştirdi. Genç asker her zaman üstün geliyordu. Çok neşelendi, ayağa fırladı. Ceketini çıkarıp Mehmet'e ense tuttu:
- Haydi, bir de benimle güreş!
Katıksız ve temiz Anadolu çocuğu Ata'sının yüzüne hayranlıkla baktı:
- "Atam," dedi. "Senin sırtını yedi düvel yere getiremedi. Bir Mehmet mi bu işi başarır?"
Ata'nın gözleri doldu ve ağlamamak için gülmeye çalıştı.

Cumhuriyet'in ilanından sonra İstanbul'da bir resepsiyon verilir. Tüm dünya ülkelerinin elçileri ve ateşeleri de davet edilir. Davet güzel bir şekilde devam etmektedir fakat İngiliz ateşesi olan binbaşının bakışları Mustafa Kemal'in gözünden kaçmaz. Bütün davet boyunca kendisine dik dik bakmaktadır.  Ne olduğunu öğrenmek için yaverini gönderir. Yaver Mustafa Kemal'e şöyle der:
"Paşam kendisine neden ters bir tavır takındığını sordum, o da bana Mustafa Kemal'in Çanakkale'de babasını öldürdüğünü söyledi."
Bunun üzerine Mustafa Kemal şöyle der:
"Git sor bakalım babasının Çanakkale'de ne işi varmış?"

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Sevgili Yengeciğim.
Çok başarılı bir çalışma olmuş.Kullandığınız tema oldukça anlamlı.Keşke herkes sizin gibi kaydadeğer önemli icraatlerle uğraşsa.Sonsuz saygılarımla sizi selamlıyorum.

P.Komd.Tğm.Oğuzhan ÖZSEÇGİN
4.Komando Tugayı TUNCELİ