11 Ekim 2010 Pazartesi

ÇAN ÇİN ÇON


Çin başbakanı ülkemize gelmiş.
Çeşitli temaslarda bulunmuş. Ortak yapılması gereken projelerden biri de İstanbul- Ankara arasında hızlı tren seferleriymiş. Bu hızlı tren sayesinde İstanbul - Ankara arası 1.5 saate inecekmiş. Taklit ve sağlam olmayan Çin malını almayın diye bu kadar yorum yapıldığı düşünülürse Çin malı demir yolları veya trenlere kim biner bilemeyeceğim. Bu haberin altında okuyucu yorumları var. Biri çok hoşuma giden bir yorum yapmış.
"Her yere çok çabuk yetişeceğiz. Peki ama boş zamanlarımızda ne yapacağız."
Türk halkı boş zamanlarında ne yapar?
Kitap okurum, müzik dinlerim, maket uçak  yaparım, yoga kursuna giderim,  sosyal sorumluluk projelerine katılırım..... Yok ya!
Boş zamanlarımızda toplu halde televizyon seyrediyoruz. Hepsi bu.
Televizyonun karşısında popomuzla değil belimizle yayılıyoruz elimizde kumanda. Önem sırasına göre dizi filmler, sonra kısacık haberler, sonra  evlilik veya yemek programları, belki kavgalı dövüşlü bir tartışma programı ( Kavga yoksa ilgi çekmiyor.)

Kitap okuyan kesim çok az. Kitap fiyatları 4 kişilik bir ailenin bir haftalık ekmek parası. Asgari ücretle geçinen bir aile kitap mı alsın ekmek mi?
Maket uçak yapanlar belki emekli pilotlar olabilir ondan da şüpheliyim.
Yoga kursları hakkında Cem yılmaz ve Recep İvedik yeteri kadar yorum yaptı zaten. Bundan sonra kim gittiğini söyleyip alay konusu olacak.
" Bugün yoga kursuna gittim"
"He iyi yaptın.. İçimizde içimizde"
Rahmetli Türkan Saylan'ın başına gelenlerden sonra bırakın sosyal sorumluluk projelerini, korkudan kimse çocuğuna   Sosyal Bilgisi dersi bile çalıştırmıyordur.
Ama evet.. Müzik dinliyoruz.
İsmail YK "Allah belanı versin"
Demet Akalın "Allahından bul "
İbrahim sadri "Adın batsın."
Yıldız Tilbe "Çok özle ama kavuşma."
Katy Perry "You are so gay" diyor
 Biz de bu beddualarla boş zamanlarımızı geçiriyoruz.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

farkında olmadanda HAYAT GEÇİYOR TÜLAY