18 Mayıs 2010 Salı

SEVİYORUZ MÜTEMADİYEN

Bir fenerbahçeli böyle diyor..Hesapsız kitapsız seviyor...
Birkaç gündür Futbol ile yatıp futbol ile kalkıyoruz.
Fenerbahçenin kıl payı kaçırdığı  ve Bursasporun hak ederek aldığı şampiyonluk ilk kez hakem hatası var gibi polemiklerden uzak kutlandı.
Bu sefer de maçın son dakikalarında Fenerin anonsçusunun şampiyonluğu ilan etmesiyle taraftarlara yanlış bir sevinç yaşatması gündeme oturdu.
Futbol ile aram maç ta 11 - 11 oynandığı ve en fazla küfrü kalecilerin yediği düşüncesinden öteye gitmese de, kendimi bildim bileli abimin etkisi ile Fenerbahçeliyim.
Kızımın patronunun Fenerbahçe Asbaşkanlarından biri olması da futbolla dolaylı olarak ilgilenmeme sebep oluyor.
Futbol maçı olunca aklıma rahmetli halam gelir. Siyah beyazdan renkli televizyona geçiş dönemi.. Renkler net değil, görüntü de öyle. Sanırım Dünya kupası maçlarını seyrediyoruz. Halam da mutfak ile salon arasında gidip geliyor. Ara sıra da televizyona bakıyor.
Sonunda dayanamadı " Top oynayanları anladım da aralarına karışan o kısa şortlu öğrenci elinde düdükle ne koşuyor." diyerek beyaz yakalı siyah forma giyen hakemi gösterdiğinde hepimiz kopmuştuk.
Sonra 2002 yılında Amerika'ya gittiğimizde New York'da rehberimiz Times meydanını gezdirirken, kocaman bir binanın duvarındaki televizyon görüntüsünde kaleci Rüştü'nün kırmızı beyaz formasıyla gol kurtarışını görünce hepimizin gözleri dolmuştu. Bizim Amerika'da olduğumuz tarihte Japonya'da yapılan 2002 FİFA Dünya kupasında üçüncü olmuştuk ve Türkiye 48 yıl sonra bir Dünya Kupasına katılıyordu.
2000 yılında Galatasaray UEFA Kupasını kazanmıştı ve henüz unutulmamıştı. Empire State binasına girmek için bulunduğumuz kuyrukta hangi ülkeden geldiğimiz sorulmuş ve Türkiye deyince gülerek Hasan Şaş demişlerdi.
İtalya'ya gittiğimizde Mehmet Ali Ağca'nın Papayı vurmasından dolayı Türk'üz demeye çekinmiştik oysa ki..
Yaşadığımız ülkeyi zaman zaman eleştiriyor, kızıyor, burada yaşanmaz diyoruz fakat dışarıya gittiğimiz anda bizi bilsinler, tanısınlar ama iyi tanısınlar  istiyoruz.Bu aynı çocuklarımızla olan durumumuza benziyor. Çocuğumuza kızarız bağırır,çağırır tartışırız fakat dışarıdan biri çocuğumuza ters bir şey söylediğinde aslan kesiliriz.

2 yorum:

Unknown dedi ki...

Ama bu fenerlilerede çok güzel oldu be Selma.Sazan yaz 1907 ye gönder konfeti atıp timsah yürüyüşü yapsınlar.hah hah hah hah...

selma dedi ki...

sazan yazıp yolladım ama timsah yürüyüşü bitti timsah gözyaşları verelim dediler..(: