25 Mayıs 2010 Salı

DOSTLARLA OLMANIN DEĞERİ PAHA BİÇİLMEZ


Bir süredir arkadaşlarım, özellikle de Blogumun yakın takipçisi "Dörtgöz Teletabi" Sapanca'ya gitmemiz konusunda baskı yapıyorlardı. Benim de canıma minnet.
Fakat burada tek sorun Organizasyonu yapmaktı.Çünkü 12- 13 kadını aynı anda müsait bulmak kolay olmuyordu. Nasıl olduysa herkesin uygun olduğu bu haftayı ayarladık. Hava yağmurlu olacak, soğuk olacak konuşmaları ciddiye alınmadı ve sonunda 13  kadın bir servis minibüsü kiralayarak Sapanca'ya intikal ettik.(İntikal etmek sözü aynı polis telsizlerindeki gibi oldu.) 
13 Kadına; Önce cennete gideceğiz ama biraz erken çıktık ne yapalım deseler, alınacak cevap şu olacak." O zaman yolumuzun üzerinde alışveriş merkezi varsa oraya gidelim. Beğendiğim elbiseyi Müjgan'dan önce cennette ilk ben giymeliyim. Hem indirim de vardır." gibi bir yanıt alma ihtimali hiç de az değil.
Her ölümlü kadın gibi bizde önce yolumuzun üzerindeki Outlet mağazalarının bulunduğu alışveriş merkezinde 1.5 saat geçirdikten sonra şarkılarla türkülerle Sapanca'ya geldik. Bize rehberlik yapacak kuzenimi yanımıza alarak önce anneme uğradık. Annemin balkonunda Zeytinyağlı Lahana Sarması, Sigara Böreği ve Erik yedikten sonra  biraz araba ile, biraz da yaya olarak kasaba turu yaptık.

Naturland'da öğle yemeği hem doyurucu hem de eğlenceli geçti. Sonra göl kenarında ev baklavası yedik ve çay içtik.
Kuzenim iyi bir rehberdi. Herkesin uyumlu ve neşeli hali birbirine bulaştı. Hiç gülmediğimiz kadar güldük.
Dönüş yolu İstanbul il sınırlarına kadar güzel geçtiyse de köprüye yaklaştığımızda trafik yürüme hızında akıyordu. Bu saatten sonra eşler ve çocuklar telefonlarla tacize başladı.
"Köprüyü yeni geçtik"
"Çocuklara dışarıdan bir şeyler söyle."
"Gelmemiz bir saati bulur."
"Kırtasiyeye uğrayamam sarı kartonu kendin alıver bir zahmet."
Evlerimize yaklaştığımızda, "Eyvah bu saatten sonra ne yemek yapsam " telaşı ile birbirimizden apar topar ayrıldık.
Ama güzel bir gün geçirdik.
Bu arada şoförümüz gruptan o kadar memnun kaldı ki son dakikalarda arabanın içinde özel olarak yaptırıldığı anlaşılan mavi ışıklandırmayı açtı. Bu arada Muzip bir arkadaşımız espriyi patlattı.
" Arkadaşlar herkes dişlerini ışığa tutsun, diş beyazlatma şoför beyin hediyesi"
(Bilmeyenler için hatırlatayım. Diş hekimlerinin kullandığı diş beyazlatma yönteminde dişler lazere benzer mavi bir ışığa tutuluyor.)

1 yorum:

Adsız dedi ki...

harika bir gün geçirdk çok teşekkürlr devamını bekliyoruzdörtgözteletabi