4 Eylül 2013 Çarşamba

KORE ÇADIRI


Broşürlerinde Kore Kültür Pavilyon yazıyor. İngilizce'de çadır anlamında ama yazılışını değil de okunuşunu yazmışlar, başka bir anlamı mı var? Araştırmaya zamanım olmadı.
Eminönü meydanında kocaman bir çadır, girişte karşınızda doksan derece eğilen yerel kıyafetler içinde bir genç. Koreli bir genç olsa daha sevimli olur, duruma uygun düşerdi ama göz ardı edip bir Türk'e vermişler bu görevi.

Koridoru geçince kocaman bir çan üç boyutlu olarak karşınıza çıkıyor. Kore'nin üç krallık dönemini sona erdirip bin yıllık Silla dönemini anlatan görüntüler, döneme ait takılar, silahlar, kıyafetler..
Koridorları devam ettikçe duvarlarda gelişen Kore'nin günümüze uzanan serüveni resimlerle betimlenmiş. 

"Hanok" denilen geleneksel Kore evleri, yemekleri, çini işleri sergileniyor.
Son olarak girilen salonda her tarafta ziyaretçilerin küçük post-it üzerine yazdıkları notlar asılmış rengarenk. Ardından hoş bir sürpriz sizi bekliyor. Dijital olarak çekilen resminiz geleneksel Kore kıyafeti ile karşı duvara yansıtılıp Gyeongju sokaklarında gezintiye çıkıyor.

Sevgili arkadaşım Filiz ile birlikte gülerek çadırı terk ediyoruz. 

Aslında buraya gelmeden önce kıyıda balık ekmek yemiştik. Elinde telefon, omuzunda kocaman bir çanta ile bir kadın oturduğumuz taburelere çarpmış şalgam suyunu Filiz'in üzerine boca etmişti.
İki süslü teknede satılan balık ekmek alanı küçük tabure ve sehpalarla doluydu. Boş bulduğumuz bir yere oturmuştuk ki adam uyardı: "Balıklarınızı aldığınız yerin tabureleri bunlar değil, kalkın."

Balıktan sonra hemen meydandaki  lokmacıdan tatlımızı yerken genç sapasağlam bir dilenci kadın elinden tuttuğu çocuğu ile ensemizden ayrılmadı. Para istiyor. Tatlı istese alacağım ama para vermek çok saçma. Şimdiye kadar yediğim en güzel lokmalar boğazıma dizildi. 
Kapalıçarşı esnafının hepsi demeyeyim de bir çoğu  turistleri taciz edecek derecede mallarını satmaya çalışıyor. Bizi de Rus turist sandılar herhalde bir çekiştirmedikleri kaldı.
Ardından gittiğimiz Kore çadırı, gerek müziği, gerek atmosferi ile bütün gerginliğimizi aldı götürdü. 
İstanbul'da oturanlara, yolu Eminönü'ne düşenlere tavsiye edilir. 

Hiç yorum yok: