6 Mayıs 2012 Pazar

KULAK MİSAFİRİ


Pazar sabahı erkenden ortanca kızımı dershaneye bıraktım, dönüş yolunda  simit ve poğaça almak için Komşu Fırına uğradım. Beyefendi İstanbul dışında, kızlar da henüz uyanmadılar sıradaki kadının tepsisinde mis gibi çay duruyor, evde kızları bekleyeceğime poğaçamı çayla birlikte burada yiyeyim diye bir çay da ben aldım. Fırının önündeki Masalardan birine geçtim. Pazar günü için çok erken olmasına rağmen masaların çoğu dolu. Arkamdaki masada iki erkek var. Karşımda genç bir çift. Evde yemek hazırlamak yerine burada yemeği tercih etmişler. Eşofmanlı olduklarına bakılırsa yürüyüşten geliyor olmalılar. Arkamdaki gençten iki erkeğin konuşmasına kulakmisafiri oluyorum.

"Abicim görmen gerekiyor, Hindistan'da öyle yollar var ki motosikletle zor geçersin. Pislik, fakirlik, inekler.. Bizim ekiptekiler Moğolistan'a doğru yola çıktılar, şayet sponsor bulunursa bütün dünyayı dolaşacaklar. Gerçi yolun bir kısmı için ... FM sponsor oldu ama yetmez tabi."
Arkam konuşanlara dönük olduğu için yüzlerini göremiyorum ama genç adam o kadar güzel anlatıyor ki keyifle dinledim.
Kulak misafiri olmak hemen hemen  hepimizin başından geçmiş bir durumdur. "Hemen" diyorum aranızda bir iki kişi çıkıp; "Ben hiç kulak kabartmam" diye aykırılık yaparsa onları ayıralım.

Dedemin kulakları yazılarımdan birinde hikayesini anlattığım üzere duymazdı, annem yaşlılıktan mıdır nedir ağır işittiğini söylüyor. (İşine geleni çok iyi duyuyor ama bu konuya girmeyeceğim.) Yani ailede az işiten olduğu için ben de bazen az işittiğimi düşünüyorum, Özellikle büyük kızımla telefonda konuşurken uyarırım; "Bir de avukat olacaksın, şöyle bağırarak konuş da duyayım seni." O da inadına mı yapıyor bilmiyorum ama sanki Tibet'te Budist rahiplerin yanından konuşuyormuş gibi yavaşça konuşuyor.  Evde arka odadan bir şey söyleseler, "Buraya gelin de öğle tekrarlayın, bir şey duymadım." diyen ben bir başkasının konuşmalarını yanımdaymış gibi duyuyorum iyi mi.

Geçen hafta Büyükada'ya giden vapurda arkamızdaki koltukta oturanların komik bir diyaloğunu Beyefendiye anlattım ama sonra da  "Yuh" dedim kendi kendime. 
Kulak misafiri olmakla ilgili konuştuğum arkadaşlarımdan biri şöyle dedi. "Bazen o kadar dalmış vaziyette dinliyorum ki, fark edip 'Gel aramıza katıl' deseler gaza gelip  yanlarına gideceğimden korkuyorum."
Sonra araştırdım ki; Kulak misafiri olmak yanlızca bizde değil her millette sıkça kullanılan bir terimmiş. 
italyanca ; Origliare
İngilizce; to eavesdrop
Fransızca; qui ecoute une conversation sans en avoir l'air
Almanca; Abhören
 ( Rusçasını da yazmak istedim ama klavyemde harflerini bulamadım.)
Kulağınıza güzel konuşmaların çalınması dileği ile,
 İyi Pazarlar.






4 yorum:

Adsız dedi ki...

t.k

Adsız dedi ki...

t.k

Adsız dedi ki...

t.k

Adsız dedi ki...

t.k