19 Ocak 2012 Perşembe

WOAW İNDİRİM BAŞLAMIŞ


İki arkadaşımla hem çaylarımızı içiyoruz, hem de muhabbet ediyoruz. Tam karşımızda alışveriş merkezinin yürüyen merdivenleri. İndirim başladı ya! mağazalara girip çıkıyor insanlar. Baktık ki ev aksesuarları satan bir dükkanın poşetleri bir çok kişinin ellinde; "Merak senin adın kadındır." diyerek çayımızı içtikten sonra mağazaya bir bakıyoruz. Kanarya sarısı torbalarıyla zaten dikkati çeken mağazanın bir de hoş ismi var ki rahmetli babaannem sağ olsa, okuma yazma bilse yazıyı okur okur gülerdi. Lazlarda hayret ifade etmek için söylenen bir söz vardır. Amerikalıların "Woav" dediğini bizimkiler Amerika' ya gitmeden uydurmuş ve "Voou" demişler. Mağazanın adı buna benzer bir şey. 

İçeride çok sevimli mumlar, mutfak eşyaları, havlu ve nevresimler var. Hatta bir kaç tane de koltuk kanepe satılıyor. Ama girişte minik minik saksılarında yapma çiçekler gerçekten çok güzel. Artık her gördüğümüz şeye sazan gibi atlayacak yaşı geçtiğimiz için; "Ay ne şeker şeyler." diyerek ayrıldık yanından. Kasada beğendiğimiz çiçeklerden 5-6 tane alan genç bir kadın vardı. İçimden "Bunları eve götürecek ama nereye koyacağını bilemeyecek." düşündüm.
Hepimizin yaptığı bu tür hatalar vardır alışverişte. Vitrinde çok beğendiğimiz bir kazağı alır eve getiririz. Sonra o kazağa uygun bir pantolon ve etek bulamayız. Bu sefer de Kazağa uygun pantolon ve etek ararız. Tam oldu derken kıyafete uyan ayakkabımız olmaz. İndirimde üç kuruşa aldığımız bir kıyafet astarı yüzünden pahalıya gelir bize. 

Mağazalardan çıkan kadınların yüzlerine bakıyorum. Ellerindeki onca poşete rağmen yüzleri gülmüyor. "Keşke beğendiğim o hırkanın 38 bedeni  olsaydı" diye alamadıklarına mı üzülüyorlar yoksa; "Bir delilik yapıp gereksiz yere dünya kadar harcama yaptım. " diye mi pişmanlar anlaşılmıyor yüzlerinden. 
Başka bir mağazada %50 indirime giren elbisenin indirimden önceki fiyatını hatırlıyorum. O fiyat ile şimdiki fiyat arasında % 20 bile olmadığını düşünüyorum. Çalışanların bütün bir gece koca mağaza dolusu etiketi değiştirmeleri geliyor gözümün önüne. 
Evlerimize dönmek için dışarıya çıkıyoruz. Fiyat etiketleri geçiyor gözlerimin önünden. 
Nesrin'e dönüyorum; "Un almam lazım ekmek yapacağım."
Nesrin gülüyor. Çünkü hamur yoğurmanın bende terapi niyetine geçtiğini biliyor.
                                                                                                 
Photo: Tumblr

Hiç yorum yok: