13 Eylül 2011 Salı

HERKESİN BİR POPİSİ OLMALI - MI?


Büyük çılgın kızım sabah erken bir saatte okuduğu üniversitenin yurdundan aradı, hüngür hüngür ağlıyor. Kalbim yerinden çıkacak, ne olduğunu soruyorum konuşacak gibi değil. Telefonda bir süre cebelleştikten sonra ağlamasının sebebini öğreniyorum nihayet. Yurt odasında beslediği tavşanı ölmüş. Hem kızıyorum, hem de kendisine bir şey olmadığı için seviniyorum. Bu olayın üzerinden üç yıl geçti ve ben eve bir hayvan almamak için kendi kendime söz vermiştim. Ama küçük tavşanımın doğum gününde "Mısır" isminde hint bülbülü almıştık, bir yıl sonra mısır açık bir camdan uçup gitmişti. Sonda tekrar söz verdim kendime; "Tamam bu sefer son oldu, bir daha bu eve hayvan ancak pişmiş olarak tencerede girebilir." 

Büyük   tavşanım bir yıl boyunca bilgisayarımın ekranına Lop tavşanının resimlerini koyuyor, tavşan resimlerinden albüm yapmış mail olarak yolluyor, tavşanlı tişörtler giyiyor, bütün çabaları beni ikna etmek. Direncim yavaş yavaş kırılmaya başladığında "Katiyen" lerim, "ama" lara dönüştü. Baktı ki yumuşuyorum, sabah işe giderken bile odasını toparlayarak gitmeye, boynuma masajlar yapmaya, etrafımda dolaşmaya başladı. Günde 10 kez halimi hatırımı sormak için arıyor. "Herkesin bir popisi olmalı" diyerek dolaşıyor. Sonunda pes ettim ve pes ettiğimin ertesi günü evimize küçücük ve simsiyah bir yumak geldi. 
Adı "Popi" oldu. kafesinin içinde sessiz sakin bir tavşan. Bir kez izin verip sonra pişman olan bir çok ebeveyn gibi popi için sürekli yasaklar koyuyorum. Bu arada üç yıl önceki tavşan meselesinde beyefendi "Tavşanlar korkak hayvanlardır, çabuk ölürler." dediğinden, bir haftaya kalmaz ölür bu diye ses etmiyorum. Kızlar da uyanık; önceki tavşana yaptıkları gibi buna olur olmaz şeyler yedirmiyorlar. Hele ıslak sebze 6 ay hiç yenmeyecekmiş, hazır yemlerle besliyorlar. Hint bülbülümüz mısırın detone olmuş ötüşlerinden sonra ağzı var dili yok bir hayvan nispeten idare ediyor. Ama büyük tavşanım neredeyse koynunda uyutacak hayvanı. Gece yarısı kafesinde biraz kımıldasın hemen çıkartıp kucağında uyutuyor. Hınzır!
Uyumayı bu kadar seven kızım sanki bebek bakar gibi tavşana bakıyor. Popi de sevildiğinin farkında şımardıkça şımarıyor. Kızım erkek olduğunu söylüyor ama kalçalarını kıvırıp öyle bir yatışı var ki erkek tavşansa cinsel tercihleri hakkında kafası karışık demektir.
Ben ha bugün ölür, ha yarın ölür beklerken aylardır sağlıklı bir şekilde yaşıyor. İlk aldığımızda avucumuzun içine anca sığıyordu. Şimdi kocaman bir şey oldu.
Bu arada büyük tavşanımın popiden dolayı bütün vücudu çiziklerle dolu. Ofisteki arkadaşları; "Tavşanı bilmesek kendini jiletliyorsun sanacağız." diyerek şakalaşıyorlarmış.
Popi aylardır evimizin bir ferdi oldu. O da kızlar da hayatlarından memnun. Beyefendi hoşlanmadığını belli ediyor ama kızları da kıramıyor. İşten geldiğinde "tavşan öldü mü?" diye soruyor. 
Hep birlikte korku içinde "hayııır" diyoruz.

2 yorum:

Adsız dedi ki...

yazıkkk ölmesin çok sevimlii t.k

lalin.askin dedi ki...

Öyleyse aramıza hoşgeldin POPİ :)

Sevgiyle kalın ...