26 Temmuz 2016 Salı

PARİS'TE 5 GÜN (DİSNEYLAND)


Paris gezimizin ikinci gününde Disneyland var.  Biletler için orada sıraya girmeyelim diye gitmeden bir hafta önce biletlerimizi Disneyland'ın sitesinden alarak çıktısını yanımıza götürdük. 
Paris'ten  Disneylan'da gitmek için RER A trenine binmek ve Marne La Valle durağında inmek gerekiyor. Yol yaklaşık 40 dakika, tren iki katlı ve ferah. Yol boyunca alabildiğince uzanan yemyeşil düzenli tarlalardan, küçük küçük bahçeli evlerin sıralandığı banliyölerden geçtik. 

Trenden inince kalabalığı takip ettiğimizde bir masal şehri çıktı karşımıza. Yol boyunca asık bir yüz ifadesiyle telefondan başını kaldırmayan kızımın yüzü aydınlandı.  Üniversitede okumasının ne önemi var. Küçük bir çocuk heyecanı ile gülmeye başladı. Gülmek geçicidir derle ya! ikimiz de gün boyunca ağzımız kulaklarımızda oradan oraya koşuşturup durduk. 

Disneyland iki ana parktan oluşuyor. Biri Disneyland Park, diğeri Walt Disney Studios. 2002 yılında Amerika'daki Disneyland'a gittiğim için burası nispeten daha küçük geldi, fakat büyük küçük her yaşta insanın sıkılmadan vakit geçirebileceği aktiviteler mevcuttu. Özellikle Korku Evi ( Phantom Manors) ve  Prates Of  The Caribbean pek hoşumuza gitti. Space Mountain tadilattaydı; bir kaç yer de öyle.

 Cadde boyunca  sıralanan oyuncak görünümündeki evlerin bir kısmı hediyelik mağazalar, bir kısmı da restoranlardan oluşuyordu. Harry Potter Kılıcı, Star Wars kılıcı, Pamuk Prenses elbisesi, Kayıp Balık Nemo oyuncakları, anahtarlıklar, kupalar, şekerlemeler aklınıza ne geliyorsa hepsi mevcuttu bu mağazalarda. Doğal olarak  çok pahalıydı. Kızım buranın anısına bir tane anahtarlık aldı. 
Buket Uzuner Yolda isimli  kitabında şöyle yazmış;"Kendimi bildim bileli en iyi hissettiğim ruh durumum hep yolda olmuştur." Bu söz beni o kadar iyi anlatıyor ki, yarım asrı devirmeme rağmen Disneylan'da dolaşırken kızım zaman zaman "Anne lütfen biraz yavaş" diyerek uyarmak zorunda kaldı. Bu gençleri de hiç anlamıyorum. İnsanlar sonsuza dek yaşamıyorlar, aslında o kadar kısa ki ömrümüz, ağırdan almamak lazım...

Gün içinde bir iki kez yağmur yağdı fakat uzun sürmedi. Akşam 18.30 da Disneyland ritüeli olan masal kahramanlarının geçişlerini izlemek  için ziyaretçiler ana caddenin etrafında doluştular. Filmlerini izlediğimiz Disney kahramanlarının kostümlerini giymiş oyuncular müzik eşliğinde, kimi bir arabanın üzerinde, kimi dans eşliğinde  ziyaretçileri selamlayarak geçişlerini tamamladılar. 
Dönüş trenine doğru giderken kızım yine telefonuna gömülmüştü bile...
...


Hiç yorum yok: