11 Ocak 2015 Pazar

SCHRÖDİNGER'İN KEDİSİ


Bir kaç yıldır yaptığım gibi kırmızı Moleskine'mi  kullanmaya başlamadan önce geçen yıl not ettiğim ve bu yıla kalan notlarımı  deftere geçirirken yukarıda başlıktaki yazıya rastladım. Yanına "Araştır" diye not düşmüşüm. Araştırsam ne işe yarayacak, kiminle paylaşacağım? Paylaşsam bana ne yararı olacak, tali konuları beynime dolduruyorum, sonra da kızlarımın isimlerini karıştırıyor, bir sürü şeyi unutuyorum. Yine de merak senin adın kadındır.
Önce bilici başı büyük kızımı aradım.
-Schrödinger'in Kedisini biliyor musun?
-Bu çok bilinen bir şeydir annecim.... Şöyle ki...
Yanlış kişiye sordum kesin. Bilmeseydi ne güzel hava atacaktım. 
Beyefendiye mesaj çektim. 
Biliyor da beni mahcup etmemek için sessizlik hakkını mı kullanıyor acaba?

Benim gibi bilmeyenler için anladığım kadarıyla açıklayayım:
Deneyde kapalı bir kutunun içinde bir düzenek ve bir kedi var. Düzeneğin içinde bozulma ihtimali %50 olan bir parçacık ve bu parçacığın bozulması halinde ortama yayılacak zehirli gaz var. Parçacığın bozulup bozulmayacağı önceden kestirilmiyor ve olasılık %50. 
Gözlem yapılmadan önce kutunun içinde ne vardı ve kedi gözlemden önce sağ mıydı yoksa ölü müydü? Kuantum fiziğine göre hem ölü hem de sağ. 
Deneyin paradoks olarak tanımlanmasının nedeni deneyin sonucu değil gözlenemeyen deney aşamasıymış.
Şimdi anlayan varsa beri gelsin. 
Avusturya'lı fizikçi Ervin Schrödinger (muhtemelen kedi besliyordu) bir kuram ortaya atmış, Paraların üzerine resmi basılmış, okuduğu lisede bulduğu dalga denkleminin kabartması bulunuyormuş. Adını Google yazdığınızda ikinci sırada kedisi çıkıyor.
Hani kedi? 
Bu hayvanların bizden çektiği nedir? Hem onlardan yararlanıyoruz hem de haklarını teslim etmiyoruz.
Pavlov'un köpeği, Schrödinger'in kedisi, Montaigne'nin kedisi, uzaya giden maymunlar, deneylerde kullanılan tavşanlar.. 
Şayet bir paralel evren varsa ve orada hayvanlarla yer değiştirmiş olarak yaşıyorsak vay halimize...



Hiç yorum yok: