24 Haziran 2012 Pazar

NAVİGASYON CİHAZLARININ KOLAYLIĞI


Eskiden sadece Amerikan filmlerinde görürdük. Dedektif maktulün arabasında küçük televizyon gibi bir şeye bakar arabanın daha önce nerelere gittiğini görürdü. Komedi filmlerinde tatile giden çift navigasyon cihazına bakarak gidecekleri yeri şak diye bulurlardı. Kızımın LYS sınavına gireceği okullar evimizden epeyi uzakta ve bilmediğimiz semtlerde olunca Navigasyon cihazı imdadımıza yetişti. Yola çıkmadan önce gideceğiniz yeri ekran üzerindeki panoya yazıyorsunuz, ardından sesli ve görüntülü olarak tarif başlıyor.
Beyefendi otoparktan çıkmadan gideceğimiz yeri yazdı; İlki Güngören'de bir ilkokul, ikincisi Bağcılarda bir lise. Cihaz bizi otobana yönlendirdi, "2.5 kilometre sağdan gidiniz." Otobanda sağdan sağdan gidiyoruz, cihaz hız sevmiyor. 

"İlk çıkıştan ayrılın."
Emriniz olur.
Buraya kadar iyi geldik ama Bağcılar'da sokaklar o kadar birbirinin içine girmiş karışık ki cihazın sola gidin dediği yerde yol yok. Daha doğrusu önceden yolmuş ama sonda beton dubalarla kapatmışlar. Cihaz yolun kapalı olduğunu algılayamadığı için sürekli tekrarlıyor;
"Sola dönün, sola dönün." 
Neredeyse dövecek. Tırsıyoruz ama yapacak bir şey yok yola devam ediyoruz. Allahtan başka bir yerden cihazın istediği yola giriyoruz da  sakinleşiyor. 
"750 metre sağdan devam edin."

Devam edeceğiz elimiz mahkum. Sonunda Navigasyon cihazı müjdeyi veriyor;
200 metre sonra gideceğiniz yere varıyorsunuz. Ekranda kareli bir bayrak beliriyor. Paris - Dakar Rallisini kazanmış pilotlar kadar sevinçliyiz. Kızımın sınava gireceği okula sağ salim geliyoruz.
Giderken nasıl geldiğimize bakmadığımız için dönüş yolunda da cihazın yardımına ihtiyacımız olacak.
"Neden aklınızda tutmadınız, tekrar mı anlatacağım" diye bağırmasından korkuyorum.

Hiç yorum yok: