1 Haziran 2012 Cuma

MONTAİGNE DENEMİŞ


Kime söylediysem; "Aa ben onu eskiden okumuştum." diye cevap veriyor. Hemen herkes kitabın adını biliyor. 
Lise yıllarımda kütüphaneden aldığımı hatırlıyorum ama okuduğumu pek hatırlamıyorum. Alıp da okumamış olmam da mantıklı değil tabi. Şöyle ki  Montaigne'i kitabın arkasındaki resminde gördüğümde; "Bu sıska adam mı filozofça yazılar yazmış" diye düşünmüştüm. Şimdi bu yaşımda kitabını yeniden alınca yüzünün haricinde hiç bir yazısını hatırlamadığımı anladım.
Michael de Montaigne 1533 yılında yaşamış 59 yaşında vefat etmiş Fransız yazar ve düşünür. ( Bu betimleme de garip oldu. Düşünür denince sanki bununla ilgili bir meslek varmış ve onlardan başla kimse düşünmüyormuş gibi oldu.)

Her neyse Monteigne doğuştan şanslılardan. Ailesi Fransa'nın zengin ailelerinden olduğu için çok iyi bir eğitim almış. Hukuk okumuş, bulunduğu yörede Belediye başkanlığı görevinde bulunmuş. Daha sonra da ailesinden kalan malikanesinde yazılar yazmış. İki eseri var; Denemeler ve Gezi Günlüğü. Denemeler'i 35 yaşında yazmaya başlamış ve yirmi sene boyunca bin sayfadan fazla yazmış. Denemeler kitabı için söyle demiş; "Ben kitabımı yaptığım kadar kitabım da beni yaptı."

Kitabı okudukça şunu fark ettim Monteigne; "Ben çalıştım, bir sürü konuda düğümü çözdüm. Artık bu konuları siz düşünmeyin benim yazdıklarıma uyun." demiyor. Tam tersine "Düşündükçe farklı farklı sonuçlar çıkıyor ortaya. Benim bakış açım bu oldu ama eminim siz başka bir açı getirebilirsiniz. Ben size bir örnek oldum, siz bana bakarak kendi örnekleriniz bulun ." diyor. 
Bir süredir bırakın felsefik konuları bir diyet konusu açıldığında bile; Ekmek yemeyin, tuzu kesin, karbonhidrat tehlikeli asla almayın." dibi dayatmalardan sonra düzgün bir önermeye kim kayıtsız kalabilir ki? Üstelik bu yazıları yazan kişi Kanuni Sultan Süleyman zamanında Fransa'da yaşamış biri. O dönemin anlayışı ile bugün okunabilir bir yazı yazması gerçekten ilgi çekici olmuş.
Denemeler kitabında kısa hikayeler, insan sevgisi, duyarlılık, iyimserlik, okuma konusunda fikirler çok sade bir üslupla anlatılıyor. 
Kitapta altını çizdiğim yazılarını paylaşmak isterim;

Bize yaşamayı hayat geçtikten sonra öğretiyorlar.
Çocuklara babalarının yeteneklerine göre değil, kendi yeteneklerine göre meslek bulmak gerekir.
Kanunlar doğru oldukları için değil kanun oldukları için yürürlükte kalır.
Gurur insanın düşüncesindedir, söze dökülen onun çok küçük bir parçasıdır.
İnsan önce içindeki sıkıntıyı dağıtmazsa yer değiştirmek daha fazla bunaltır onu.
Yalnız yaşamanın tek bir amacı vardır sanıyorum, o da daha başıboş daha rahat yaşamak.
Kendini kuru sözle değil işle eserle anlat.
Her insanda bütün insan halleri vardır. 

(Not; Gezi günlüğü kitabını bir sürü kitapçıda aradığım halde bulamadım. Bir önerisi olan varsa sevineceğim.)

Hiç yorum yok: