3 Kasım 2011 Perşembe

AYŞEN


Otobüste arkamdaki koltukta yüzünü göremediğim bir kadın  uzun yıllar sigara içenlerde fark ettiğim kalın ve genizden gelen bir sesle konuşuyor telefonla. 
Konuştuğu erkeğe hal hatır soruyor, "İyi yolculuklar demek için aramıştım. Ayşen müsaitse alabilir miyim?" diyor. Kısa bir duraksamadan sonra Ayşen telefona geliyor ve kadın adama söylediği "nasılsın, iyi misin?" faslını tekrarlıyor. Bol bol resim çektirmesini, iyi eğlenmesini, evet yorgun olduğunu ama artık uçakta dinlenmesini söylüyor. Son olarak "hadi hoşça kal" diyor ve ardından aceleyle ekliyor;

"Bak ne diyeceğim; telefonda çaktırma  ama seninkiler arkandan bir sürü laf ediyorlar. Yok adamı masrafa sokuyormuşsun, sen istemesen adamcağızın tatile falan çıkacağı yokmuş, arkadaşlarına uyup gereksiz masraflar yapıyormuşsun. Gerçi ben Ayşen öyle biri değildir dedim ama.. Neyse döndüğünde konuşuruz detaylı. Sana iyi eğlenceler diliyorum. Güle güle git." 
Madem dönüşte konuşabiliyordunuz neden gider ayak kadının tatilini ağzından burnundan getirdin? Üstelik" çaktırma" diyerek yanında eşinin olduğu bir ortamda zor durumda bıraktın?
Dayanamadım hafifçe arkamı dönüp baktım. Yüzünde garip bir tebessümle arkasını dayanmış camdan dışarıya bakıyordu.
Belli ki kadının Bayramda gidecek bir yeri, karşılayacak kimsesi yok. Kıskançlık duyguları tavan yapmış. 
Zavallı Ayşen.
Seyahati hiç de "Şen" geçmeyecek anlaşılan.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

çok güzel yazılar emeğinize sağlık