19 Ekim 2011 Çarşamba

HAZAN


Tam da bu günlerde kendimi dinlemek istiyorum gibi bir düşünce kafamdayken, geçen Sonbahar yazdığım "Hazan" yazısı geldi gözümün önüne.
Ben kendimi dinleme gayretindeyken, ne kuşların sesini,  ne de rüzgarın fısıltısını duyamamış olduğumu hatırladım.
Oysa bir deniz kenarında doğan güneşe karşı uzun uzun ufku seyretme hayallerim vardı.
Sonra hiç beceremediğim halde yassı bir taşı sektirmek isterdim suyun yüzeyine doğru.
Hafif bir yağmur yağsa fena da olmazdı hani, yeter ki ayaklarımda 8 yıldır giydiğim sıcacık botlarım olsun. 
Bir fincan sütlü kahve dumanı üzerinde, ama öyle sulu falan değil, bildiğimiz süt olsun içinde.
Yalnız  olsam da fark etmez, kalabalık  olsa da değişmez.  En kalabalık anlarda dahi her insan kendi yalnızlığını yaşıyor zaten.
Tam da bu günlerde kendimi dinlemek isterken.
Hazandı aslında benim mevsimim, sevgim ondan.
Yoksa hazan mı sevdi beni,
Henüz ben ona tutulmadan.


1 yorum:

Adsız dedi ki...

hazanda seni keşfetmiş demekki t.k