20 Ekim 2011 Perşembe

FARKLILIK


Lise son sınıfta tiyatro gurubuna seçilmiştim. Bir kasaba lisesinde tiyatroyu çalıştıracak olan edebiyat öğretmenlerinin aksine güzel bir tesadüf devlet tiyatrolarında çalışan değerli bir tiyatrocu hocamız oldu. Rol dağılımı yapmak için yeteneklerimizi görmesi gerekiyordu. Söylediği küçük küçük konuları hareketlerle yapmaya çalışıyorduk. Bunlardan biri kapıdan hızlıca girip, içeride bir şey göreceğiz ve çok yavaşça kapıyı kapatacağız. 10 -12 kişiyiz. Hemen hepimiz aynı hareketi yaptık. İkinci istediği şey hayali bir pencereyi açmamızdı. Benim haricimde herkes aynı hareketi yaptı. Hoca yaptığım hareketin nedenini sordu, sonra da alkışladı. Arkadaşlarım iki elleriyle ortadan pencerenin kulpunu tutup yana doğru açtılar. Bense pencereyi aşağıdan yukarıya doğru açtım. Çünkü bizim evin pencereleri giyotin pencere dedikleri aşağıdan yukarıya doğru açılan pencereydi.

Ben kendi penceremden yorumlamıştım istenilen komutu, yoksa herkesin bildiği pencere hareketini bende yapabilirdim. Bu alkış ve farkındalık bana başrolü getirmedi tabi, ikinci roldü, hatta oyunun kötü kadınını oynadım. Bir kahkaha sahnem vardı onu yapmak için o kadar çalıştım ve benimsedim  ki aradan geçen otuz yıla rağmen çok keyfim yerindeyse  hala o tarzda kahkaha attığımı görüyorum.
Fazıl Hayati Çorbacıoğlu'nun "Erkek Satı" oyununu sahneledik. Daha doğrusu sadece okuldaki öğrencilere sahneledik. Dönemin Milli Eğitim Müdürü oyunu sakıncalı görmüş ve seyircilere oynamamızı yasaklamıştı. Aylarca çalıştık ailelerimiz bizi izleyemedi. Nedeni oyunun son sahnesine biraz farklılık eklemiştik.Yaşları 17-18 olan muhafazakar küçücük kasabada bir düzine çocuk sakıncalı ne yapabilir bilememiştik ama lise günlerimi hatırlayınca aklıma her defasında tiyatro maceramız geliyor.
Bu kadar yıl sonra Lise yıllarım neden mi aklıma geldi?
Evindeki pencere giyotin olmasına rağmen farklılık yapmadan herkes gibi pencere açan, başrolde Erkek Satı'yı oynayan 30 yıldır görmediğim arkadaşım Meclis sıralarında farklılıklarını haykıran bir partinin Milletvekili olarak oturuyordu.


3 yorum:

sahra dedi ki...

merhaba. yazının konseptine tamamen aykırı bir talebim olacak, bize şu pastadan yapar mısın?
merci mommy :)

selma dedi ki...

(:

Adsız dedi ki...

sahraaaa:((((t.k