14 Ağustos 2014 Perşembe

VİALAND


Ayşe Arman instagram'da paylaşmadan çok önce küçük kızım bahsedip duruyordu fakat, ben bu temalı oyun parkının sadece çok küçükler için olduğunu düşünmüştüm.
Geçtiğimiz günlerde küçük kızım ( Küçük dediğime bakmayın 17 yaşında) tekrar hatırlatınca Beyefendi kıramadı; "Hadi gidelim!" dedi.
Vialand'ın Eyüp'te olduğunu biliyoruz hepsi bu kadar. Arabamızdaki Navigasyon cihazından yardım alacağız fakat cihazın böyle bir yerin varlığından haberi yok. Eyüp'e gittikten sonra araya araya bulacağımızı düşünürken kızlarım ellerinde bir dünya barındıran yeni nesil telefonlarla imdadımıza yetişiyorlar.
"İkinci sokaktan sağa, ışıklardan sola" diyerek gideceğimiz yere bizi yönlendirdiler.

2002 yılında ABD Orlando'da gittiğimiz Disneyland'ın minik bir benzeri gibi. En azından girişteki şato onu andırıyor. Fiyatlar ucuz değil, kişi başı 70 lira. Saat 20 - 23 arası 35 lira. Zaten yazın gündüz vakti sıcakta gitmek akıllıca görünmediği için akşam saatlerini tercih etmek mantıklı geliyor. Vialand'ın bulunduğu alanda güzel bir alışveriş merkezi ve otel var." Otel ne alaka?" diye düşünürken cevabı az sonra anlayacaktım.
Alışveriş merkezindeki mağazaların pek çoğu açık alanda, cadde üzerinde karşılıklı konumlanmış.

Fakat bir gariplik var; Çevreye ve insan popülasyonuna baktığımızda kendimizi Dubai'de veya bir Arap şehrinde zannettik. Çevremizdeki insanların büyük bir çoğunluğu Arap ailelerden oluşuyordu. Şık giyimleri, ellerinde alışveriş poşetleri, telefonlarının üzerine taktıkları selfie sopaları ile kendilerini çekiyorlar, kalabalık gruplar halinde geziyorlardı. Bu  arada otelin kimler için yapıldığı da anlaşılmış oldu.
Biletlerimizi alıp içeriye girdiğimizde kızların yol boyunca bahsettikleri roller coaster bütün heybetiyle karşımızda duruyordu. Kızlarla bakıştık, kimse binmeye cesaret edemedi. Kızlar adalet kulesine yöneldiler. 50 metre yüksekte bir kuleden aşağıya doğru düşüyorsunuz da bunun neresi adalet anlayamadım.

Biz beyefendiyle saray salıncağını zararsız görerek ona bindik. İndiğimizde sarayda yaşayanların ölüm korkusu neymiş öğrendik. Riskli şeyler bizim neyimize? Fatih'in Rüyası tam bize göre. Suların içinden kayıkla geçerken İstanbul'un fethini anlatan gösteriyi seyretmek iyiydi.
Bu arada kızlarla buluştuk. Korku Tüneli ve Safari Parkını birlikte gezdik. Safari Parkında lazer tabancası ile yaptığımız atışta en yüksek puanı topladığım için onlara hava atmayı ihmal etmedim.
Çılgın Nehir'e gittiğimizde derenin içinde  gezmek ne kadar çılgın olabilir diye düşünerek botlara yerleştik. 700 metrenin sonlarına doğru önümüze bir girdap çıktı ve dördümüzü de baştan aşağıya ıslattı. Al sana çılgınlık!
Çıkışta bazı insanların neden üzerilerine naylon geçirdikleri ne anlam kazanmış oldu.

Gecenin bizim için son eğlencesi Atlı karıncaydı. Birbirimizin resimlerini çektik, güldük, çocuklaştık.
Ramazan ayı boyunca 3.000.000 kişiyi ağırlayan Vialand sadece çocuklar için değil gençler ve büyükler için de son derece zevkli bir yer. Gerçi 4 kişilik bir ailenin bütçesini zorlayacaktır fakat saat 8'den sonra giderseniz bütçeniz daha az etkilenebilir.
Vialand'in hiç mi olumsuz tarafı yok? Olumsuz bir şeyler ararsanız her yerde bulursunuz. Sadece bize denk geldi diyerek parantez açarak bir eleştirimi söylemeliyim: Arap turistlerin sıra kavramından haberleri  yok, ya da işlerine öyle geliyor. Çocuklar bağıra çağıra önümüze geçmek için hamle yapıyor, iterek yanımızdan geçiyor ve sıramızı alıyorlar. Aileler de müdahale etmiyordu. Ellerinde yedikleri yiyecekleri yerlere atıyorlar, bazı maketlerin uyarı olmasına rağmen üzerine çıkıp resim çektiriyorlardı. 
..
(Bunları yazarken 2006 yılında Vatikan'da kilisenin akustiğinden etkilenen 8 yaşındaki kızımın yüksek sesle konuşmasını uyaran rahip aklıma geliyor. Bizim için aynı şeyleri düşünmüş müydü acaba?)


2 yorum:

e-vren ;) dedi ki...

Vialand'ı uzun bir süredir ben de çok merak ediyorum. Bu yazınız bilgilenmek adına benim için çok iyi oldu. Teşekkür ederim ;)

Gittiğimde Arap turistlere karşı daha temkinli olacağım ancak ufak tartışmalar çıkartacağımı da tahmin edebiliyorum ;)Herkes gitsin kendi memleketinde kuralsız davransın, burası Türkiye ;)

Bu arada eski ofisimiz Fatih Vatan Caddesi üzerindeydi; öğle yemeklerini Historia AVM'de yerdik. Etrafımda ingilizce konuşan turist görmeye hasret kaldım diye sürekli hayıflanıyordum. Bir de Arapların AVM'deki personele sert ve kaba davrandıklarını gözlemliyordum ki birgün yemek yediğim yerdeki garsonu azarlamaya başladıklarında 'insanımızı savunma güdüsüyle' olaya müdahil olduğumu hatırlıyorum ;)

Neyse böyle işte, nereden nereye :D

Uyuşuk Hayalperest dedi ki...

:)
İlk kez duyuyorum galiba.
Ama tabi orada yaşamayınca duymamakta normal.
olumsuzluklara rağmen güzel eğlenmişsiniz. Öyle anladım. :)
Gitmeyi bile istedim. :)