13 Ocak 2013 Pazar

TEKRAR MERHABA


Uzun bir aradan sonra tekrar merhaba;
Takip ettiğim bloger arkadaşlarım zaman zaman yazmak istemediklerinden bahsediyorlar. Elimiz bir türlü yazmaya gitmiyor diyorlardı. 
Benim de elim bir süredir yazmaya gitmedi nedense. Asalında düzenli olarak takip ettiğim arkadaşları okusam da ben bir şeyler yazamadım. 
Dün baktım ki ben yazamadığım halde iki değerli takipçim daha olmuş. O sevinçle tekrar yazma isteğim doğdu.
Yazmak dedim de tuşlara basarak yazmak  ile kalemle yazmak aynı anlama gelir mi acaba?

Her neyse;
Geçtiğimiz hafta ablam ziyaretime geldi. Bende bir kaç gün kalacak, sonra birlikte Sapanca'ya annemin yanına gidecektik.
Hani şarkıda söylerler ya; "Ankara'dan abim geldi, evde bir bayram havası."
Bize de Ankara'dan ablam geldi, evde bir telaş havası. Bütün odalar, tuvalet, banyo ve bilumum kıyı köşe dezenfekte edildi, ekstradan çamaşır suları ile silindi ki o geldiğinde çamaşır suyu kokusunu duyup içi rahat etsin. 
Benim ortanca mercimek karşıladı onu. Sırtında çantası kıvırcık kızıl saçları cin gibi bir halde girdi eve. Sırtındaki çantayı koyacak yer aradı, sonra vaz geçip içindekileri temiz bir yere koydu ve çantayı yıkamam için bana verdi. Böylece ablamla olan maceram başladı.

Bir haftaya yakın bir süre bütün İstanbul'u gezdik, ne yoruldu, ne de şikayet etti. Gelmeden önce doping mi kullandı diye şüpheliyim. Benim ayaklarıma kara sular indi, yoruldum, bittim onun gıkı çıkmadı. Akşam eve geldiğimizde kızlara atkı ördü. Akşam geç yatıp sabah erkenden kalktı. Kesin enerji veren bir ilaç kullanıyor bu. Yoksa altmışına yaklaşan bir kadın bu kadar enerjik olamaz. Huylanıyorum. Bu arada elinde ıslak mendili, ıslak mendili daha da dezenfekte edecek kolonyası eksik olmadı. Hepimizi temizlik manyağı yaptı.
Bir insanın kız kardeşinin olması çok güzel bir duygu. Kızlarım şimdi de iyi geçiniyorlar gerçi ama  ileride birbirlerinin kıymetini daha iyi anlayacaklarını düşünüyorum. 
Birlikte Sapanca'ya gittik ama bir kara rastladık ki sormayın. Ağaçların üzerleri pamuk gibi karla kaplanmış, çatılar deseniz filmlerdeki gibi olmuş, yol kenarları bembeyaz. İstanbul'un çamurlu beyazından sonra o kadar güzel geldi ki, çocukluğuma döndüm adeta.
Sapanca'daki üç günün sonunda ablam Ankara'ya ben İstanbul'a evime döndüm. 
Hadi bakalım...

2 yorum:

Budeliçocuk dedi ki...

Kardeş güzeldir,hoştur,kıymetlidir..
Temizlik takıntısı idare edilemez boyuta ulaşırsa çok fena..:))

Uyuşuk Hayalperest dedi ki...

Bizde 4 kızız. İkimiz evli. Arada kendimizi annem ve kardeşleri yerine koyuyoruz. Sen şuna çok benziyorsun, sen şu olurdun kesin, diye. :)
Kardeşler iyidir. Hele ki kız kardeş candır.